belirsiz biri
Merhabalar bu resimde gördüğünüz merdivenler Moda sahilinin tam olarak neresinde kalıyordu, hangi sokaktı? bir türlü hatırlayamadım.Bu merdivenlerden inince de tarihi bir çeşme vardı hatta hani?Çok takıldı kafama, hatırlayamıyorum bir türlü. Cevap gelirse harika olur. Teşekkürler!
Merhabalar bu resimde gördüğünüz merdivenler Moda sahilinin tam olarak neresinde kalıyordu, hangi sokaktı? bir türlü hatırlayamadım.
Bu merdivenlerden inince de tarihi bir çeşme vardı hatta hani?
Çok takıldı kafama, hatırlayamıyorum bir türlü. Cevap gelirse harika olur.
Teşekkürler!
Bu merdivenlerden inince de tarihi bir çeşme vardı hatta hani?
Çok takıldı kafama, hatırlayamıyorum bir türlü. Cevap gelirse harika olur.
Teşekkürler!
0
Eski moda teras sağınızda kalacak şekilde yürüyüp, yolun sonundan aşağı inin (idea ya gider gibi) ilk merdivenlerden aşağı inen yer gibi geldi.
0
vacigok
merhaba. bir öykü yazarken daha önce okuduğumuz bir başka esere ufak bir gönderme yaparsak bu göndermenin üzerine yıldız işareti koymalı mıyız sizce? örneğin ballard'ın 'bilinç eşiğini atlayan adam' isimli bir öyküsü var, biz de yazdığımız öyküde şöyle bir ifadeye yer veriyoruz: "bu yöntem sayesinde
merhaba. bir öykü yazarken daha önce okuduğumuz bir başka esere ufak bir gönderme yaparsak bu göndermenin üzerine yıldız işareti koymalı mıyız sizce? örneğin ballard'ın 'bilinç eşiğini atlayan adam' isimli bir öyküsü var, biz de yazdığımız öyküde şöyle bir ifadeye yer veriyoruz: "bu yöntem sayesinde bilinç eşiğini atlayabiliyordu..."
bu ifadenin sonuna yıldız konulup altta açıklaması yazılmalı mıdır sizce?
bu ifadenin sonuna yıldız konulup altta açıklaması yazılmalı mıdır sizce?
0
okuyucunun haberdar olmasını istiyorsan koyabilirsin ama pek rastlamadım ben bu tarz göndermelerin yazar tarafından dipnot olarak verildiğine. bilimsel eser yazmıyorsun sonuçta
0
Hayır konulmaz,
Gönderme başka şeydir, referans vermek başka şeydir.
Göndermeyi açıklamak fıkrasına gülünmeyen adam hasan mezarcı gibi şakayı açıklamaya benzer.
Gönderme başka şeydir, referans vermek başka şeydir.
Göndermeyi açıklamak fıkrasına gülünmeyen adam hasan mezarcı gibi şakayı açıklamaya benzer.
0
benim gibi o referanslari da bilmek ya da ogrenmek isteyen okuyucular konulmasini isteyebilir diye dusunuyorum. ornegin otostopcunun galaksi rehberinin besi bir yerdesinde bu sekildeydi. gondermeleri dipnotta acikliyordu editor notu olarak, ben cok sevmistim o uygulamayi. ara ara ceviri romanlarda da cevirmen notu olarak denk geliyorum mesela yazarin orijinal dilde yaptigi kelime oyunlarinin dipnotta aciklanmasina. bence gayet faydali. istemeyen bakmasin sen koy yine de :)
0
belirsiz biri
Merhaba;Aklıma bir şey takıldı bir film izlerken. Amerikadaki öğrenci yurtlarında ya da kampüsteki binalarda neden yunanca kodlamalar kullanılıyor? Yani örneğin; Alpha, Omega vs. gibi. Bir de binaların kapısına bunların Yunancasını asıyorlar. Bunlarla ilgili kamplaşma yapıyorlar aralarında. Hiç anla
Merhaba;
Aklıma bir şey takıldı bir film izlerken. Amerikadaki öğrenci yurtlarında ya da kampüsteki binalarda neden yunanca kodlamalar kullanılıyor?
Yani örneğin; Alpha, Omega vs. gibi. Bir de binaların kapısına bunların Yunancasını asıyorlar. Bunlarla ilgili kamplaşma yapıyorlar aralarında. Hiç anlamadım, neden?
Aklıma bir şey takıldı bir film izlerken. Amerikadaki öğrenci yurtlarında ya da kampüsteki binalarda neden yunanca kodlamalar kullanılıyor?
Yani örneğin; Alpha, Omega vs. gibi. Bir de binaların kapısına bunların Yunancasını asıyorlar. Bunlarla ilgili kamplaşma yapıyorlar aralarında. Hiç anlamadım, neden?
0
kadınlar için olanı da sorority.
Yurt değil, öğrenci kulübü gibi şeyler daha çok.
Yurt değil, öğrenci kulübü gibi şeyler daha çok.
0
heil
almanca öğrenmeye başladım, destek olsun diye almanca dizi izlemeye karar verdim, internette pek sağlıklı sonuç alamadım, tercihen sit com tarzında bir dizi arıyorum.
almanca öğrenmeye başladım, destek olsun diye almanca dizi izlemeye karar verdim, internette pek sağlıklı sonuç alamadım, tercihen sit com tarzında bir dizi arıyorum.
0
sitcom değil, ama Unsere Mütter, unsere Väter var tavsiye edebileceğim mini dizi.
0
Cok asiri civik bi dizi ama türkisch für anfänger diye bi dizi var sitcom olarak. Dizi civik ve gereksiz stereotiplerle dolu ama bazen guluyosun :D
0
0
denef
bir süredir çalışmıyorum, kütüphanemde alıp okuyamadığım kitaplarımı bitirmeme vesile oldu bu süreç. dün cogito'nun yaz sayısını aldım iyi gidiyor. siz neler okuyorsunuz,sonrası için tavsiyelerinizi alayım.
bir süredir çalışmıyorum, kütüphanemde alıp okuyamadığım kitaplarımı bitirmeme vesile oldu bu süreç. dün cogito'nun yaz sayısını aldım iyi gidiyor. siz neler okuyorsunuz,sonrası için tavsiyelerinizi alayım.
0
sapiens
oblomov
tol-har-bazuka
oğullar ve rencide ruhlar
yaşar kemal ince memed ve bir ada hikayesi serileri
ursula le guin mülksüzler, yerdeniz serisi
muhteşem gatsby
sinek tanrısı
parfümün dansı
okumakdıklarınız varsa her biri gayet sürükleyici, güzel kitaplardır.
oblomov
tol-har-bazuka
oğullar ve rencide ruhlar
yaşar kemal ince memed ve bir ada hikayesi serileri
ursula le guin mülksüzler, yerdeniz serisi
muhteşem gatsby
sinek tanrısı
parfümün dansı
okumakdıklarınız varsa her biri gayet sürükleyici, güzel kitaplardır.
0
Ben uzunca bir süredir roman falan okuyamıyordum. Sarmıyordu hiç. O yüzden hep psikoloji, bilim, sosyoloji içerikli şeyler okudum.
En son Danny Wallace - I Can't Believe You Just Said That okudum. İnsanlar neden kaba davranır hakkında.
Ondan önce Selfish, Shallow, and Self Absorbed diye bir kitap okudum Meghan Daum'dan. Neden çocuk sahibi olmadıkları hakkında yazmışlar insanlar.
Going Solo diye bir kitap okudum, insanlar neden yalnız yaşar içerikli.
Ondan önce "F*ck Feelings" diye bir kitap okudum, Harvard'lı bir psikiyatr neden çok da duygusal meselelere takılmamalıyız hakkından yazmış.
Sue Grafton'ın alfabe serisinden bir şeyler okuyorum arada vakit olursa.
Bunları son üç haftada okudum, o yüzden "şu sıralar" cevabı olarak verdim.
Şimdi sevdiğim bir yazar yeni bir gerilim romanı yazmış, onu okuyorum. Arada da Skeptic dergisindeki makalelere bakıyorum.
En son Danny Wallace - I Can't Believe You Just Said That okudum. İnsanlar neden kaba davranır hakkında.
Ondan önce Selfish, Shallow, and Self Absorbed diye bir kitap okudum Meghan Daum'dan. Neden çocuk sahibi olmadıkları hakkında yazmışlar insanlar.
Going Solo diye bir kitap okudum, insanlar neden yalnız yaşar içerikli.
Ondan önce "F*ck Feelings" diye bir kitap okudum, Harvard'lı bir psikiyatr neden çok da duygusal meselelere takılmamalıyız hakkından yazmış.
Sue Grafton'ın alfabe serisinden bir şeyler okuyorum arada vakit olursa.
Bunları son üç haftada okudum, o yüzden "şu sıralar" cevabı olarak verdim.
Şimdi sevdiğim bir yazar yeni bir gerilim romanı yazmış, onu okuyorum. Arada da Skeptic dergisindeki makalelere bakıyorum.
0
(git: www.idefix.com)
(git: www.idefix.com)
(git: www.idefix.com)
(git: www.idefix.com)
en son bunlar. önümüzdeki günlerde okumayı düşündüğüm ise bu:
(git: www.idefix.com)
çok güzel yorumlar var hakkında. ilginç bir şeye benziyor. yukardakilerden öncelikle ilk gönderdiğimi tavsiye ederim. epey güzeldi.
(git: www.idefix.com)
(git: www.idefix.com)
(git: www.idefix.com)
en son bunlar. önümüzdeki günlerde okumayı düşündüğüm ise bu:
(git: www.idefix.com)
çok güzel yorumlar var hakkında. ilginç bir şeye benziyor. yukardakilerden öncelikle ilk gönderdiğimi tavsiye ederim. epey güzeldi.
0
kay adams
Kodi kafayı yedi. Açılmıyor.Online dizi sitelerinde de kaldırılmış ya da açılmıyor.Nerden izleyebilirim bu diziyi?
Kodi kafayı yedi. Açılmıyor.
Online dizi sitelerinde de kaldırılmış ya da açılmıyor.
Nerden izleyebilirim bu diziyi?
Online dizi sitelerinde de kaldırılmış ya da açılmıyor.
Nerden izleyebilirim bu diziyi?
0
Torrent kullaniminda sıkıntı yoksa Stremio yükleyin. Kullanımı kodi'den daha kolay. Rarbg ve juan carlos 2 eklenilerini kurun. İyi izlemeler.
0
fmovies.is adblock ile birlikte kullandiginda cok iyi bir site. Eger ingilizce izlemede ya da ingilizce altyazi ile izlemede bir sorun yoksa tavsiye ederim.
0
eğer yapmadıysanız, gerçi kodi kullanıyorsanız yapmışsınızdır heralde ama, kodi'ye covenant eklentisini yükleyin. ben birkaç gün öncesine kadar tüm bölümleri ordan izledim.
addonhq.com
addonhq.com
0
kljgslsdkjsd
Ben bu tarz bişiler arıyorum. Keşke se7en, zodiac, true detective (1. sezon) gibisinden bir şeyler olsa.
Ben bu tarz bişiler arıyorum. Keşke se7en, zodiac, true detective (1. sezon) gibisinden bir şeyler olsa.
0
Bomba diziler var ayni tadda hatta belki daha iyileri.hicbirini iskalamani ya da bir bolumle karar vermeni istemem;
The killing
The missing
Cardinal
Night of
Bron broen
Broadchurch
Manhunt unabomber
The killing
The missing
Cardinal
Night of
Bron broen
Broadchurch
Manhunt unabomber
0
Tam istediğiniz gibi değil; ama Twin Peaks'i tavsiye ederim. Çok iyi bir dizi.
0
aramis'in yazdıklarından iskandinav yapımı olanları killing için forbrydelsen mesela, kesinlikle ben de öneririm. ki insanı beyninden vuran bir bitiş müziği var. basit, kısa ama etkili.
yalnız broen sene başlarında baktığımda hala bitmemişti ve ben o nedenle beklettim ama forbrydelsen kadar iyi belki daha iyi karşılanmış bir yapım. danimarka, isveç ve norveç kıvırıyor bu işi.
true detective tadında hiçbir şey görmedim ben daha. o ilk sezonu kastediyorum ben de. oradaki aura ve mıkkanıheyin oyunculuğu falan başka bir ambiyans yaratmış, dusty may sun'lı açılış müziği vs. başka bir şey o.
mentalist dizi başına vaka şeklinde, arada uzun bir hikaye de işlenirken batırıyorlar sona doğru o hikayeyi, taygır maygır derken zıçtık batırdığa varıyorlar. yani bu bir hızlı tüketim olayı. ama baş aktör fena bir herif -simon baker?- değildi. iyi bir oyuncuydu o.
seven tadında da zor bulursun gibi geliyor. orada da oyuncu + ambiyans + bulmaca kurgusu birleşimi bayağı kendine özgü. ama bana benzer duygular veren değişen derecede kısmen alakalı filmler var:
the gift sanırım sam raimi'den,
gothika
insomniac
green mile
the girl with a dragon tattoo - remake fena değil ama aslını tavsiye ederim (man som hatar kvinnor)
bir de nikolaj lie kaas filmleri var, the keeper of lost causes, bir üçlemeden bu diğerlerinin ismini şu an hatırlayamıyorum, yalnız bu üçlemenin hepsinde twistler "revelation" yaşama tadında ilerlemiyor. ama iyiler.
mystic river, the pledge vs...
yalnız broen sene başlarında baktığımda hala bitmemişti ve ben o nedenle beklettim ama forbrydelsen kadar iyi belki daha iyi karşılanmış bir yapım. danimarka, isveç ve norveç kıvırıyor bu işi.
true detective tadında hiçbir şey görmedim ben daha. o ilk sezonu kastediyorum ben de. oradaki aura ve mıkkanıheyin oyunculuğu falan başka bir ambiyans yaratmış, dusty may sun'lı açılış müziği vs. başka bir şey o.
mentalist dizi başına vaka şeklinde, arada uzun bir hikaye de işlenirken batırıyorlar sona doğru o hikayeyi, taygır maygır derken zıçtık batırdığa varıyorlar. yani bu bir hızlı tüketim olayı. ama baş aktör fena bir herif -simon baker?- değildi. iyi bir oyuncuydu o.
seven tadında da zor bulursun gibi geliyor. orada da oyuncu + ambiyans + bulmaca kurgusu birleşimi bayağı kendine özgü. ama bana benzer duygular veren değişen derecede kısmen alakalı filmler var:
the gift sanırım sam raimi'den,
gothika
insomniac
green mile
the girl with a dragon tattoo - remake fena değil ama aslını tavsiye ederim (man som hatar kvinnor)
bir de nikolaj lie kaas filmleri var, the keeper of lost causes, bir üçlemeden bu diğerlerinin ismini şu an hatırlayamıyorum, yalnız bu üçlemenin hepsinde twistler "revelation" yaşama tadında ilerlemiyor. ama iyiler.
mystic river, the pledge vs...
0
www.imdb.com
www.imdb.com
ikincisi devriye polisleri ağırlıklı ama dedektifler de var. her bölüm başka konu. ilki bir sezon tek konu.
www.imdb.com
ikincisi devriye polisleri ağırlıklı ama dedektifler de var. her bölüm başka konu. ilki bir sezon tek konu.
0
belirsiz biri
selamlar herkese,8 yaşında bir kedim var, bahçeli bir evde oturuyoruz ve bebekliğinden beri burada. istediği zaman bahçeye çıkıyor, oynuyor vs. ama şimdi buradan taşınmak durumundayız, dükkan üstü katta bir apartman dairesi tuttuk fakat kedinin inip çıkabileceği bir yol yok. bahçe katında bulamadık
selamlar herkese,
8 yaşında bir kedim var, bahçeli bir evde oturuyoruz ve bebekliğinden beri burada. istediği zaman bahçeye çıkıyor, oynuyor vs. ama şimdi buradan taşınmak durumundayız, dükkan üstü katta bir apartman dairesi tuttuk fakat kedinin inip çıkabileceği bir yol yok. bahçe katında bulamadık malesef.
neyse sonuç olarak hayvanın bunalıma girmesinden korkuyorum çünkü olabiliyormuş. benzer bir deneyim yaşayan var mı? varsa ne yaptınız? sepetle aşağı mı sarkıtsam acaba diyorum, iner bahçeye oynar biraz. ne dersiniz?
8 yaşında bir kedim var, bahçeli bir evde oturuyoruz ve bebekliğinden beri burada. istediği zaman bahçeye çıkıyor, oynuyor vs. ama şimdi buradan taşınmak durumundayız, dükkan üstü katta bir apartman dairesi tuttuk fakat kedinin inip çıkabileceği bir yol yok. bahçe katında bulamadık malesef.
neyse sonuç olarak hayvanın bunalıma girmesinden korkuyorum çünkü olabiliyormuş. benzer bir deneyim yaşayan var mı? varsa ne yaptınız? sepetle aşağı mı sarkıtsam acaba diyorum, iner bahçeye oynar biraz. ne dersiniz?
0
trafik sorun olmayacaksa merdivenlerden inmeyi öğrenebilir. kedisi bu şekilde yıllarca dışarı çıkmış bir tanıdığım var.
0
@ugrcn: bir arkadaştan ödünç bir tasma alıp bu evden çıkmadan önce birkaç deneme yaptım ama sonuç çok olumsuz oldu malesef. imkanı yok kontrol edemedim ve çok tepki verdi hayvancağız. üstelik tasma sıfırdı. yani başka bir kedinin kokusu falan da ypktu üstünde o yüzden tasma seçeneğini üzülerek eledim. o iyi bir opsiyondu aslında.
@slow like honey: taşıncağımız yerde trafik sorun olmayacak. ben de merdivenlerden yollamayı düşünüyorum ama bu sefer de apartmandakiler sorun eder mi bilmiyorum. apartmandan kimseyle konuşma fırsatım olmadı. bazı apartmanlar hiç hayvan dostu olmuyor diye biliyorum. umarım olmaz öyle bir şey.
@slow like honey: taşıncağımız yerde trafik sorun olmayacak. ben de merdivenlerden yollamayı düşünüyorum ama bu sefer de apartmandakiler sorun eder mi bilmiyorum. apartmandan kimseyle konuşma fırsatım olmadı. bazı apartmanlar hiç hayvan dostu olmuyor diye biliyorum. umarım olmaz öyle bir şey.
0
sorubankasi
Şöyle banker bilo gibi mesela.
Şöyle banker bilo gibi mesela.
0
Leviathan ve The Fool adlı filmleri izleyebilirsiniz. Özellikle ikincisini tavsiye ederim. İkisi de Rus filmidir.
0
belirsiz biri
merhaba,evde pot still ile alkol damıtıyorum, iki kez damıtıyorum sonra da temiz su ekleyip yüzde 35'e kadar düşürüyorum oranını ama benim sormak istediğim ben bundan bir kavanozu bile bitiremiyorum, yamuluyorum resmen. oysa eskiden bir şişe 70lik votkayı içerdim, sarhoş olurdum tabii ama koca şişed
merhaba,
evde pot still ile alkol damıtıyorum, iki kez damıtıyorum sonra da temiz su ekleyip yüzde 35'e kadar düşürüyorum oranını ama benim sormak istediğim ben bundan bir kavanozu bile bitiremiyorum, yamuluyorum resmen. oysa eskiden bir şişe 70lik votkayı içerdim, sarhoş olurdum tabii ama koca şişede anca.
alkol oranının 35 olduğundan kesin eminim. sizce bu evde damıtılan alkol neden bu kadar çarpıyor. tekelde satılan votkalarda yüzde 37.5 yüzde 40 ibareleri falan yalan mı?
evde pot still ile alkol damıtıyorum, iki kez damıtıyorum sonra da temiz su ekleyip yüzde 35'e kadar düşürüyorum oranını ama benim sormak istediğim ben bundan bir kavanozu bile bitiremiyorum, yamuluyorum resmen. oysa eskiden bir şişe 70lik votkayı içerdim, sarhoş olurdum tabii ama koca şişede anca.
alkol oranının 35 olduğundan kesin eminim. sizce bu evde damıtılan alkol neden bu kadar çarpıyor. tekelde satılan votkalarda yüzde 37.5 yüzde 40 ibareleri falan yalan mı?
0
Alkolün hangi üründen elde edildiği de kişi üzerindeki etkisini fark ettirebiliyor.
Örn: Aynı alkol oranına sahip bir Bacardi içince çarpılmayıp votka içince çarpılmak gibi.
Örn: Aynı alkol oranına sahip bir Bacardi içince çarpılmayıp votka içince çarpılmak gibi.
0
ben klasik şeker suması yapıyorum. su, şeker ve maya yani. üzüm falan kullanmıyorum. dediğiniz mantıklı geldi, olabilir.
bir de sarhoş etsin tabii amaç o zaten de bu kamyon çarpmışa çeviriyor. farklı fermente yöntemlerine bakayım ben.
bir de sarhoş etsin tabii amaç o zaten de bu kamyon çarpmışa çeviriyor. farklı fermente yöntemlerine bakayım ben.
0
belirsiz biri
selamlar;şu ürün (git: https://www.vinomarketturkiye.com/urun/apple-cider-kit) nasıldır acaba? deneyen bilen var mı? çok az bilgi vermiş. alkol oranı kaçtır örneğin?bir de elma birası içen var mı, tat olarak nasıl? tavsiye eder misiniz?
selamlar;
şu ürün (git: www.vinomarketturkiye.com) nasıldır acaba? deneyen bilen var mı? çok az bilgi vermiş. alkol oranı kaçtır örneğin?
bir de elma birası içen var mı, tat olarak nasıl? tavsiye eder misiniz?
şu ürün (git: www.vinomarketturkiye.com) nasıldır acaba? deneyen bilen var mı? çok az bilgi vermiş. alkol oranı kaçtır örneğin?
bir de elma birası içen var mı, tat olarak nasıl? tavsiye eder misiniz?
0
cider dediklerinden herhalde. strongbow falan vardı, pek beğenmemiştim ben, yine de değişik bir tat, içilir. kopparberg mi ne vardı çilekli milekli hoşuma gitmişti.
stella artois'in elmalısında alkol %4.5 imiş.
mazi de gözümde canlandı bu vesile ile..
gerçi kimisi cider'a elma şarabı demiş de bildiğin biraydı diye hatırlıyorum bunlar. sözün özü, değişik bir tat, denemekte fayda var en azından.
stella artois'in elmalısında alkol %4.5 imiş.
mazi de gözümde canlandı bu vesile ile..
gerçi kimisi cider'a elma şarabı demiş de bildiğin biraydı diye hatırlıyorum bunlar. sözün özü, değişik bir tat, denemekte fayda var en azından.
0
aslında fena değil, gazsız şampanya diyebilirim tadına. yerine göre gideri var, farklı aromalıları var en güzeli elmalı. normal bira gibi alkol oranı 4.5 ile 7 arasında genelde 5 civarı.
açıkçası bira modundan ziyade şarabımsı gibi düşünün tat olarak. yukarıda yazdığım gibi gazsız şampanya. öyle olunca da şarap oluyor aslında :)) tadı şampanya gibi.
açıkçası bira modundan ziyade şarabımsı gibi düşünün tat olarak. yukarıda yazdığım gibi gazsız şampanya. öyle olunca da şarap oluyor aslında :)) tadı şampanya gibi.
0
Cider'ı biradan daha çok severim. Hatta bira sevmem. Benzemiyorlar pek. Sanırım Somersby Türkiye'de var. Al dene kendin gör.
0
teşekkürler cevaplar için. sanırım güzel bir şey bu. bir kova kurayım bari. buğday birası yapacaktım ama aylardır stokta yok. bunu deneyelim. değişiklik iyidir.
0
Elma birasi degil o. Daha cok elma sarabi. Almanlarin Apfelwein, Fransizlarin Cidre dedikleri sey cider tipinde ama daha az asitlisi.
Tat olarak baymadan 0.5lik icebilirsin. Somersby igrencli aromali yeni seyler cikardi. En güzeli orjinali. Elma suyunun asitli ve alkollüsü iste.Ama sarap gibi %11 degilde &6,7 alkollü bir icecek.
Tat olarak baymadan 0.5lik icebilirsin. Somersby igrencli aromali yeni seyler cikardi. En güzeli orjinali. Elma suyunun asitli ve alkollüsü iste.Ama sarap gibi %11 degilde &6,7 alkollü bir icecek.
0
sorunvar
sb alayım dertlerinizi :)
sb alayım dertlerinizi :)
0
En büyüğü olmasa da en çok kafayı taktığım; bi kız var yıllardır iletişim kuramıyorum, yürüyemiyorum. Halbuuuse ben deli gibi koşmak istiyorum
Aşağı tükürsem sakal yukarısı da gökyüzü gibi bir durum.
Aşağı tükürsem sakal yukarısı da gökyüzü gibi bir durum.
0
ulkenin durumu :(
kendi hayatima dair problemleri ya cozerim ya da sonucuna katlanirim, olmadi kabullenirim.
ama vatan baska, ben ulkeden s.ktir olup giderek ici soguyacak, huzur bulacak bir insan degilim.
zaten ben gitsem, arkamda biraktigim duzgun insanlar var gidemeyen, onlar nolacak? gozumun onune hayat tarafindan hayal kirikligina ugratilan kiz cocuklari, anasinin babasinin bile ihanet ettigi erkek cocuklari geliyor. ben bunlari unutmak istemiyorum, gidersem unuturum diye korkarim.
kendi hayatima dair problemleri ya cozerim ya da sonucuna katlanirim, olmadi kabullenirim.
ama vatan baska, ben ulkeden s.ktir olup giderek ici soguyacak, huzur bulacak bir insan degilim.
zaten ben gitsem, arkamda biraktigim duzgun insanlar var gidemeyen, onlar nolacak? gozumun onune hayat tarafindan hayal kirikligina ugratilan kiz cocuklari, anasinin babasinin bile ihanet ettigi erkek cocuklari geliyor. ben bunlari unutmak istemiyorum, gidersem unuturum diye korkarim.
0
hiçbir şey. sorunum, derdim falan yok :/
bir sevgilim olsa güzel olurdu ama.
bir sevgilim olsa güzel olurdu ama.
0
Hasta bakmak. Çok sıkıldım abi ya. Keşke dertlerim burada yazanlar kadar basit olsa mk.
Dedem tam 8 aydır felç 80 kilo 180 boyunda 4 ay hastanede kaldım yanında. Sandalyelerde uyudum resmen, şimdide her gün sabah ve akşam olmak üzere altını değiştiriyorum. Sonda değişimi, yatak bakımı, yara bakımı ve en sıkıntılısı banyo. Bütün bunları yaparken dedem bilinci yerinde olmadığı için bizi tanısa da sürekli küfür ediyor ve elimizi kolumuzu tutuyor tek sağlam kolu ile.
Annem tansiyon hastası düzenli olarak kontrol altında tutulması, stress, sinirden uzak olması gerek. Dedemin bu hali babamın sürekli olan dedeme düşkünlüğü huzursuz ediyor evi 1 aydır konuşmuyorlar galiba. 4-5 kere annemi acile götürdüm gece 1-2 vakitlerinde 20 tansiyonlar ile.
Babamda kansızlık var, kan değeri 5. Dün hastanede 2 ünite kan aldı, adam kendine bakmıyor, dinlenmiyor vs. Onunda sonu kötü şimdilik bir şeyi yok zannetse de sürekli bir hastalık patlıyor bir yerinden.
Babannem de dişleri yüzünden şikayet ediyor sürekli. Dişçiye götürdüm 4 saat uğraş sonucunda koltuğa oturttum kulakları çok az duruyor. Yürümesi falan ölüm derecesinde yavaş, hastaneler ana baba günü 65 yaş önceliğine rağmen 50 dk film sırası bekledim. Koltuğa oturduk doktora ben tansiyon hastasıyım demiş. Hiç bir işlem yapılmadan kadın yolladı bizi, dahiliye bölümünden konsültasyon almamız gerekiyor diye. Babannemde tansiyon falan yok.
Oh be rahatladım biraz yazınca. O yüzden dertlerinizin kıymetini bilin. Dedem 3 gözlü sobanın 2 gözünü yakmazdı çok para gelir elektrik diye. Şimdi 10 göz de yaksan üşüyorum diyor, elinde hep sigara var zannediyor, halüsülasyon görüyor sürekli. Para pul geçici şeyler abi, kendinize bakın. Üzmeyin kendinizi.
@zgrydn kira yiyerek geçiniyorum. Dükkan temsili.
Dedem tam 8 aydır felç 80 kilo 180 boyunda 4 ay hastanede kaldım yanında. Sandalyelerde uyudum resmen, şimdide her gün sabah ve akşam olmak üzere altını değiştiriyorum. Sonda değişimi, yatak bakımı, yara bakımı ve en sıkıntılısı banyo. Bütün bunları yaparken dedem bilinci yerinde olmadığı için bizi tanısa da sürekli küfür ediyor ve elimizi kolumuzu tutuyor tek sağlam kolu ile.
Annem tansiyon hastası düzenli olarak kontrol altında tutulması, stress, sinirden uzak olması gerek. Dedemin bu hali babamın sürekli olan dedeme düşkünlüğü huzursuz ediyor evi 1 aydır konuşmuyorlar galiba. 4-5 kere annemi acile götürdüm gece 1-2 vakitlerinde 20 tansiyonlar ile.
Babamda kansızlık var, kan değeri 5. Dün hastanede 2 ünite kan aldı, adam kendine bakmıyor, dinlenmiyor vs. Onunda sonu kötü şimdilik bir şeyi yok zannetse de sürekli bir hastalık patlıyor bir yerinden.
Babannem de dişleri yüzünden şikayet ediyor sürekli. Dişçiye götürdüm 4 saat uğraş sonucunda koltuğa oturttum kulakları çok az duruyor. Yürümesi falan ölüm derecesinde yavaş, hastaneler ana baba günü 65 yaş önceliğine rağmen 50 dk film sırası bekledim. Koltuğa oturduk doktora ben tansiyon hastasıyım demiş. Hiç bir işlem yapılmadan kadın yolladı bizi, dahiliye bölümünden konsültasyon almamız gerekiyor diye. Babannemde tansiyon falan yok.
Oh be rahatladım biraz yazınca. O yüzden dertlerinizin kıymetini bilin. Dedem 3 gözlü sobanın 2 gözünü yakmazdı çok para gelir elektrik diye. Şimdi 10 göz de yaksan üşüyorum diyor, elinde hep sigara var zannediyor, halüsülasyon görüyor sürekli. Para pul geçici şeyler abi, kendinize bakın. Üzmeyin kendinizi.
@zgrydn kira yiyerek geçiniyorum. Dükkan temsili.
0
Şu sıralar en çok dertlendiğim şey okul bittikten sonra çalışmadığım son birkaç ayı aşırı derecede boş ve verimsiz geçirmek. Bir de çok sevip değer verdiğim biri tarafından umursanmamak ve arkadaşlarımla farklı şehirlerde olmak zorunda kalmak var.
0
saçlarımın dökülmesi.
belki de her şeyi dert edip kafama taktığım için dökülüyorlar. ben de kel kalmayı en büyük derdim diye nitelendiriyorum. bilmiyorum.
belki de her şeyi dert edip kafama taktığım için dökülüyorlar. ben de kel kalmayı en büyük derdim diye nitelendiriyorum. bilmiyorum.
0
4 aydır tüm arkadaşlarımdan, ailemden ayrı bir şehirde yaşıyorum.
Köle isaura gibi çalışıyorum. Sabah işe gidiyorum, akşam eve gelip işle alakalı şeyler yapmaya devam ediyorum, yatıp uyuyorum ve tekrar başlıyorum.
7/24 tek başımayım. Kendi kendime konuşuyorum falan arada.
bir de geçenlerde konyaya gitmem gerekti, yollar korku filmi gibiydi. çok "dert" bir olay değil tabii ki ama yine can sıkıcıydı yani. Tekrar gidicem, gidesim gelmiyor.
Köle isaura gibi çalışıyorum. Sabah işe gidiyorum, akşam eve gelip işle alakalı şeyler yapmaya devam ediyorum, yatıp uyuyorum ve tekrar başlıyorum.
7/24 tek başımayım. Kendi kendime konuşuyorum falan arada.
bir de geçenlerde konyaya gitmem gerekti, yollar korku filmi gibiydi. çok "dert" bir olay değil tabii ki ama yine can sıkıcıydı yani. Tekrar gidicem, gidesim gelmiyor.
0
geçen hafta az kalsın ölüyordum. haberlerde benden ağır yaralı olarak bahsetmişler. hayatta olmak güzel tabi ama ekonomik olarak çöktüm. dışarı çıkınca şans topu, loto falan oynicam. o zaman düzelir inş.
0
yok.
ama
sadece biraz hastayım, kan işedim bir süre ama neyse ki tekrardan klozeti sarıya boyayabiliyorum ^^
eskiden hiç hasta olmazdim, şimdi zırt pırt saçma sapan bir şeyler çıkıyor. ve farenjit olunca bile öleceğini dusunen biriyim, bu konuda biraz anksiyete sahibiyim. keşke hiç hasta olmasam <3 sanırım bu günlerdeki dert diyebileceğim tek şey bu.
bir de bu yıl sınıfta kalacak gibiyim ama olsun, sagligim yerinde olsun da. ( heheheheh)
ama
sadece biraz hastayım, kan işedim bir süre ama neyse ki tekrardan klozeti sarıya boyayabiliyorum ^^
eskiden hiç hasta olmazdim, şimdi zırt pırt saçma sapan bir şeyler çıkıyor. ve farenjit olunca bile öleceğini dusunen biriyim, bu konuda biraz anksiyete sahibiyim. keşke hiç hasta olmasam <3 sanırım bu günlerdeki dert diyebileceğim tek şey bu.
bir de bu yıl sınıfta kalacak gibiyim ama olsun, sagligim yerinde olsun da. ( heheheheh)
0
jamiro
merhaba.evde bira üretmek amacı ile kovada fermantasyon yapmak istiyorum ve bunu kalorifersiz/sobasız/klimasız özetle ısıtıcı kaynağı olmayan bir odada yapmak durumunda olacağım. Fakat ısıyı çok düşürmemeye ihtiyacım var. Oda sıcaklığı tahminimce 5-15 arasında olacak bu kış havanın durumuna göre. Bu
merhaba.
evde bira üretmek amacı ile kovada fermantasyon yapmak istiyorum ve bunu kalorifersiz/sobasız/klimasız özetle ısıtıcı kaynağı olmayan bir odada yapmak durumunda olacağım. Fakat ısıyı çok düşürmemeye ihtiyacım var. Oda sıcaklığı tahminimce 5-15 arasında olacak bu kış havanın durumuna göre.
Bu sıcaklığı 18-20 derecede aralığında tutabilmem için nasıl bir akvaryum ısıtıcısı kullanabilirim?
(Kovayı bir leğenin içine koyup, leğeni su ile doldurup ısıtıcıyı onun içine koyacağım.)
Bana lazım olan termostat ayarı olan bir ürün fakat genel olarak 50W 100 W vb. şekilde satılıyor. Benim ihtiyacım olan ürünün ne kadar W gereksinim duyacağını bilmiyorum.
Örnek görseli ek olarak yükledim.
Teşekkür ederim.
evde bira üretmek amacı ile kovada fermantasyon yapmak istiyorum ve bunu kalorifersiz/sobasız/klimasız özetle ısıtıcı kaynağı olmayan bir odada yapmak durumunda olacağım. Fakat ısıyı çok düşürmemeye ihtiyacım var. Oda sıcaklığı tahminimce 5-15 arasında olacak bu kış havanın durumuna göre.
Bu sıcaklığı 18-20 derecede aralığında tutabilmem için nasıl bir akvaryum ısıtıcısı kullanabilirim?
(Kovayı bir leğenin içine koyup, leğeni su ile doldurup ısıtıcıyı onun içine koyacağım.)
Bana lazım olan termostat ayarı olan bir ürün fakat genel olarak 50W 100 W vb. şekilde satılıyor. Benim ihtiyacım olan ürünün ne kadar W gereksinim duyacağını bilmiyorum.
Örnek görseli ek olarak yükledim.
Teşekkür ederim.
0
merhaba,
şu ısıtıcı işinizi görür: (git: urun.n11.com
akvaryum ısıtıcılarında bu iyi bir marka.
bir de bu örnek resimdeki gibi kutunun üzerindeki termometreyi suyun içinde bırakmayın, çünkü suyun içinde kalırsa bozuluyor. onun hemen altında kesin suyu.
şu ısıtıcı işinizi görür: (git: urun.n11.com
akvaryum ısıtıcılarında bu iyi bir marka.
bir de bu örnek resimdeki gibi kutunun üzerindeki termometreyi suyun içinde bırakmayın, çünkü suyun içinde kalırsa bozuluyor. onun hemen altında kesin suyu.
0
sorunun tam cevabı olmayabilir ama marka olarak atman öneririm. şu sayfada litre ve hava sıcaklığına göre kaç w kullanacağın yazıyor:
www.petafrika.com
www.petafrika.com
0
@kablelvuku, sanırım Lager mayalardan bahsediyorsunuz ama sanıyorum onları kullanmak için de sıcaklık kontrolünün çok iyi olması lazım. Yani okuduğum kadarı ile o tarz mayaları kullanırken ısı dengesinin hiç olmaması lazımmış. Yanlışsam düzeltin lütfen çünkü o tarz bir mayalama işinden vazgeçtiğim için bu başlığı açmıştım.
0
inancsiz deve
selam dostlar,birçoğunu izledim artık izleyecek bir şey bulamıyorum :(aklınıza gelen hepsini sayar mısınız?
selam dostlar,
birçoğunu izledim artık izleyecek bir şey bulamıyorum :(
aklınıza gelen hepsini sayar mısınız?
birçoğunu izledim artık izleyecek bir şey bulamıyorum :(
aklınıza gelen hepsini sayar mısınız?
0
Ben bu ara Humans izliyordum sonra orjinali olan İsveç yapımı Akta-Manniskor' a sardırdım,çok güzel yaa.
0
dizi yeni değil ama ben yeni izlemeye başladım, peaky blinders 1920 ler ingilteresi atmosferi seviyorum
0
Stranger things
westworld
Preacher
Horace and pete
better things
The night of
planet earth 2
mars
westworld
Preacher
Horace and pete
better things
The night of
planet earth 2
mars
0
saving private haydar
hanımlar beyler ve sevgili çocuklar,ikinci üniversitem için girmiş olduğum öss (benim için ilelebet öss kalacaktır.) sonuçlarına göre yabancı dil puanıyla 6500. oldum.niyetim mütercim tercümanlık okumaktan yana ve dil olarak da fransızca düşünüyorum amma velakin alamanca ile de kesişiyorum.aramızda
hanımlar beyler ve sevgili çocuklar,
ikinci üniversitem için girmiş olduğum öss (benim için ilelebet öss kalacaktır.) sonuçlarına göre yabancı dil puanıyla 6500. oldum.
niyetim mütercim tercümanlık okumaktan yana ve dil olarak da fransızca düşünüyorum amma velakin alamanca ile de kesişiyorum.
aramızda bu dillerden mütercim tercümanlık veya dil & edebiyat bitiren varsa bir ıslıkta sen çal şarkısını armağan ediyorum. hangisini tercih etmek gerekir ?
ilk üniversitem : hukuk fakültesi. 3 sene oldu. şaka gibi ama gerçek. türküye gerçekleri.
sevgiler ve saygılar.
ikinci üniversitem için girmiş olduğum öss (benim için ilelebet öss kalacaktır.) sonuçlarına göre yabancı dil puanıyla 6500. oldum.
niyetim mütercim tercümanlık okumaktan yana ve dil olarak da fransızca düşünüyorum amma velakin alamanca ile de kesişiyorum.
aramızda bu dillerden mütercim tercümanlık veya dil & edebiyat bitiren varsa bir ıslıkta sen çal şarkısını armağan ediyorum. hangisini tercih etmek gerekir ?
ilk üniversitem : hukuk fakültesi. 3 sene oldu. şaka gibi ama gerçek. türküye gerçekleri.
sevgiler ve saygılar.
0
alman dili mezunuyum ben de. iş olarak yanıtlamak gerekirse; formasyon alıp öğretmenlikyapmaktan ya da okulda kalmaya çalışmaktan başka pek bir ihtimal yok gibi. özel sektörde çeviri bir de ama şartları cidden kötü.
bölüm olarak okuması ise keyifli. özellikle edebiyatla aranız iyise gayet güzel. ben yabancı dil olarak fransızca seçmiştim. ilk iki yılımda da fransızca dersi aldım ayriyetten. ikisini karşılaştırmam gerekirse eğer sanki almanca daha zor gibi. fransızcanın bana en zor gelen kısmı gramerinden çok sesletimi.
daha ayrıntılı öğrenmek istediğiniz bir şey varsa sorun.
bölüm olarak okuması ise keyifli. özellikle edebiyatla aranız iyise gayet güzel. ben yabancı dil olarak fransızca seçmiştim. ilk iki yılımda da fransızca dersi aldım ayriyetten. ikisini karşılaştırmam gerekirse eğer sanki almanca daha zor gibi. fransızcanın bana en zor gelen kısmı gramerinden çok sesletimi.
daha ayrıntılı öğrenmek istediğiniz bir şey varsa sorun.
0
anneboleyn
-house of cards-breaking bad-sex and the city-orange is the new black-modern familyçok alakasızlar biliyorum :) yine de seçeneklerim bunlar. en sevdiğim diziler friends, six feet under, dexter, house. hangisini önerirsiniz? özellikle breaking bad'e bayağı önyargılıyım izleyenlerin "dünyanın en güzel
-house of cards
-breaking bad
-sex and the city
-orange is the new black
-modern family
çok alakasızlar biliyorum :) yine de seçeneklerim bunlar. en sevdiğim diziler friends, six feet under, dexter, house. hangisini önerirsiniz? özellikle breaking bad'e bayağı önyargılıyım izleyenlerin "dünyanın en güzel dizisi" falan triplerinden dolayı :)
-breaking bad
-sex and the city
-orange is the new black
-modern family
çok alakasızlar biliyorum :) yine de seçeneklerim bunlar. en sevdiğim diziler friends, six feet under, dexter, house. hangisini önerirsiniz? özellikle breaking bad'e bayağı önyargılıyım izleyenlerin "dünyanın en güzel dizisi" falan triplerinden dolayı :)
0
breaking bad çok yavaş ve sıkıcı boşver onu. house of cards olabilir house sevdiysen.
0
Breaking bad sonra house of cards bu ikisinden sonra sıra önemli değil kafana göre
0
modern family derim. ama bence değişik bir komedi anlayışları var herkese uymaz. bi ilk bölümü izle uyarsa zaten bırakamazsın. şahsen tam benim kafa ama dediğim gibi herkese uyacağını düşünmüyorum
0
breaking bad gerçekten iyi ama:) ben de yıllarca ön yargılıydım, geçen sene artık dayanamayıp izledim. insanların bir bildiği varmış dedim.
+1 de benden gelsin.
+1 de benden gelsin.
0
orange is the new black cok vanilla. oz+1 diyorum bu noktada. soa da eglenceli, listeye ekleyebilirsin begenirsen. breaking bad beklentin yüksekse girme, binge watching yapma. cok yavas gelisiyor, ard arda bayiyor. pic ettim diziyi, kendimden biliyorum. house of cards burda ilginc bir tür, basarili. netflix yapimlari efsane, stranger things izledim en son, stephen king seversen bak, 80ler tarzinda dizi. modern family cerezlik, ard ard catir catir gider office gibi. hos. sex and the city izleme. izleme. izleme.
izleme demis miydim?
izleme demis miydim?
0
house of cards diyorum ben de. hatta çok tanıdık gelecek izledikçe. ben bunları bir yerlerden biliyorum diyeceksiniz. :)
0
ambrosia
Böyle bir şey varmış türk dizilerinde ya. Benim evimde tv yok, aşk-ı memnudan beri baştan sona doğru düzgün dizi takip etmişliğim yok. Şimdi memlekete geldim sürekli tv açık. Yaz dizileri falan oynuyo sürekli, 6/10'luk kara kuru esas kızlara 9/10'luk esas erkekler eşlik ediyor. Hepsi taş gibi. Sürek
Böyle bir şey varmış türk dizilerinde ya. Benim evimde tv yok, aşk-ı memnudan beri baştan sona doğru düzgün dizi takip etmişliğim yok. Şimdi memlekete geldim sürekli tv açık. Yaz dizileri falan oynuyo sürekli, 6/10'luk kara kuru esas kızlara 9/10'luk esas erkekler eşlik ediyor. Hepsi taş gibi. Sürekli bi deniz, havuz, duş sahneleri var. O sixpackler her türlü gözümüze sokuluyor. Mesela bi sahnede adam gym'e gidiyor halter kaldırıyor göğsünden terler süzülüyor, bi kenarda iki kız bu adam hakkında "offf şuna bak biz nasıl farketmemişiz bu parçayı" minvalinde konuşuyolar. Diğer bi sahnede başka bi adam denizden çıkıyor esas kız buna trip atarken bi anda adamın adonisleri görünce suspus oluyor, şöyle bi yükseliyor adama doğru. Bu dizilerdeki best model kılıklı adamlar mümkün olduğunca fazla soyunurken esas kızlar kapalı kapalı giyiniyor. Benim bi kadın olarak hiiiiiiç şikayetim yok, sorum şu ki bu durum ne zamandan beri böyle ya? Eskiden de böyle miydi, ben yeni mi farkediyorum? Yoksa cidden son zamanlarda bi erkek cinselliğini ön plana koyma durumu mu var? Yani hatırlıyorum da aşkı memnu'da bi sahnede behlül'ün sadece belinde havluyla duştan çıkması uzun uzun çekilmişti de baya konuşulmuştu o sahne mesela. Eskiden bu kadar diildi sanki dimi?
0
evet çünkü onlar reyting getiriyor şu sıralar. ne reyting yaparsa onu satarlar.
0
Seks her zaman satan bir şey. Yapımcılar bunu bildiklerinden her diziye koyabildikleri kadar cinsellik koyuyorlar. Yaz dizileri genelde böyle oluyor. Eskiden dizilerde duyguya önem verilirdi ve el ele tutuşmak bile nadir görülürdü. Bana göre bu durumun dönüm noktası Binbir Gece. Dizide yapılan ahlaksız teklif bayağı bir konuşulmuştu.
0
eskiden kadınlardı şimdi erkekler oldu, kaslı adonisli baklavalı banyodan ya da havuzdan çıkmış erkekler. Kapitalizm
0
erkeğin objeleştirilmesi kimsenin umrunda olmadığı için dikkat çekmiyor. erkeğin objeleştirilmesi ve daha ötesi belirli bir kalıba sokulması binlerce yıllık olay. eski yunan ve romadaki heykellerden, son yüz yılda çıkan çizgi romanlardaki kaslı, yakışıklı süper kahramanlara kadar erkekler hep bu şekilde. nedense sadece biscolata olayında konu dikkat çekmeye başladı. hangi kupaydı hatırlamıyorum. kadınların ilgisini çekmek için daha dar formalar olayına girmişti italya mesela.
tabii işin içine diğer parametreler olan zenginlik, karimza ve ünlülük işin içine girdiği için o vücut olmasa da erkekler "istenen" olabiliyor.
tabii işin içine diğer parametreler olan zenginlik, karimza ve ünlülük işin içine girdiği için o vücut olmasa da erkekler "istenen" olabiliyor.
0
ergen oğlanlar oturup o dizileri izlemiyor ama ergen kızlar baya vakitlerini harcıyorlar galiba. Hedef kitleye göre dizi yapılıyor işte. Ben de baktım hepsi kızlara hayal satıyor. Normal bi kız "bilmemne şirketi/holdingi patronu ya da patronun oğluyla" sevgili olabilir. Romantik komedi dizileri bunun üzerine kurulu.
0
@rodriguez Aynen! tüm dizilerde hep zengin, eğitimli, zeki, karizmatik, çok çok yakışıklı ideal bir adam ve tipiyle, eğitimiyle, maddi durumuyla ve statüsüyle sıradan denebilecek silik bir kız var. :(
0
Dizi izleyenlerin cogunlugu kadin heralde? Ben de fark ettim, eskiden kizlar sekil sekil seksi olurdu simdi eli yuzu duzgun turk kizi prototipini sekil sekil erkek kovaliyo.
0
@cesario Genel olarak türk erkekleri seksileşti mi diye sormadım zaten. Medyada erkeğin seks objesi haline getirilmesini sordum.
0
genel olarak yazmışlar
erkekler daha az fanboy olmaya başladı
eskiden deliyürek kurtlar vadisi dizilerini ağalı dizileri popüler olduğu zamanlarda erkekler takip ederken şimdi entrika aşk vs şeklinde dizileri kadınlar daha fazla takip etmeye başladı ve o yöne kaydı diziler.
E popi olma gereği ne lazımsa onu pompalıyorlar şu anda.
erkekler daha az fanboy olmaya başladı
eskiden deliyürek kurtlar vadisi dizilerini ağalı dizileri popüler olduğu zamanlarda erkekler takip ederken şimdi entrika aşk vs şeklinde dizileri kadınlar daha fazla takip etmeye başladı ve o yöne kaydı diziler.
E popi olma gereği ne lazımsa onu pompalıyorlar şu anda.
0
seksi kadın koysalar belki devletten tepki çekeceği, o olmasa köşe yazısı odur budur muhabbeti döneceği, erkeklerin seksi baklavalı fln dizide yer alması pek muhabbet konusu olmayacağı için de oluyor olabilir.
seksilik satar bunu kadın üzerinden yapamadıkları için erkek üzerinden yapıyorlar bence. ki izleyenlerin çoğu da kadın.
seksilik satar bunu kadın üzerinden yapamadıkları için erkek üzerinden yapıyorlar bence. ki izleyenlerin çoğu da kadın.
0
şöyle oluyor ki, çirkin hanım kızlarımız; ay biz de böyle bir erkek niye bulamayalım hayallerine kapılıyorlar öyle öyle de izliyorlar. genelde izleyici kitlesi de kadınlar olduğu için daha çok tutuyor.
0
Genelde ev hanımları ve ergen genç kızlae takip ediyor dizileri dolayısıyla erkeklerin objeleştirilmesi normal gibi görünüyor. Bir de kadın nüfusu artığından artık reklamlarda hedef kitle kadın da oldu deniliyor, ama ben kadın nüfusundan ziyade ekran başındaki izleyicinin daha çok kadın olmasının buna etkili olduğunu düşünüyorum.
45-50 yaşında bir kadının, Kiralık Aşk'taki Ömer'e hayran olup, onu seyretmek için cuma günlerini beklemesini anlamıyordum bir türlü, hadi ergen olsan tamam bir nebze. sonra bakıyorsun o kadının evliliğineeşiyle ilişkisine, eksiklikler var, kpcası var, ama aslında yok. Bu eksiklikleri adonisli, güçlü, zengin, yakışıklı başroller dolduruyor. Ah diziler diziler.
45-50 yaşında bir kadının, Kiralık Aşk'taki Ömer'e hayran olup, onu seyretmek için cuma günlerini beklemesini anlamıyordum bir türlü, hadi ergen olsan tamam bir nebze. sonra bakıyorsun o kadının evliliğineeşiyle ilişkisine, eksiklikler var, kpcası var, ama aslında yok. Bu eksiklikleri adonisli, güçlü, zengin, yakışıklı başroller dolduruyor. Ah diziler diziler.
0
bi de şöyle bi şey var, erkek vücudu daha az tepki çekiyor. türkiye'de kadınların cinsel duygulara sahip olabileceği rtük gibi kurumların aklına dahi gelmediği için erkeğin cinsel obje yapılması dikkat çekmiyor :) bir dizi çek, taş gibi bi bikinili hatun göğüslerinden sular damlayarak havuzdan çıksın, bikinisini çıkarıp güneşlensin yüzüstü falan, erkekler ona bakakalsın, rtük kanalı 10 gün kapatır, izleyenler "ahlakımız bozuluyor, çoluk çocuk görüyor" falan diye ortalığı ayağa kaldırır. erkek çıksın adonisler, six packler havada uçsun, kimse tepki göstermez, çünkü dediğim gibi kadınların bakıp tahrik olabileceği akla bile gelmediğinden onu "ahlaksızlık" olarak algılamıyorlar :)
0
eskiden bu kadar değildi evet.
ama bu bahsettiğin dizilerin çıtır çerez kavurup satar gibi yaygınlaşmaya başladığı dönemde body building salonları da yaygınlaştı. sadece diziler suçluya yormuyorum ben bunu, o hadde gelene kadar kitleler çeşitli sayıp döksek bitiremiyceğimiz denli çeşitli etkilerle o kıvama getirilmişlerdi, yani erkek bedenin de meta olduğu bir hale. diziler ve body building salonlarının açılması salt tetikleyici oldu o kadar.
ama bu bahsettiğin dizilerin çıtır çerez kavurup satar gibi yaygınlaşmaya başladığı dönemde body building salonları da yaygınlaştı. sadece diziler suçluya yormuyorum ben bunu, o hadde gelene kadar kitleler çeşitli sayıp döksek bitiremiyceğimiz denli çeşitli etkilerle o kıvama getirilmişlerdi, yani erkek bedenin de meta olduğu bir hale. diziler ve body building salonlarının açılması salt tetikleyici oldu o kadar.
0
İnternetin gelişi bayağı değiştirdi her şeyi. Dünyada olup bitenlerin Türkiye'ye girmesi 80'lerle başlasa da internetin gelişi ile akımlar falan hızlı hızlı girmeye başladı. İnternet öncesi Türkiye kendi içinde kapalı bir kültürü olan bir toplumdu. Önce Marshall planları, sonra 80'lerle birlikte yabancı kültürün ülkeye girmesi hafif birtakım etkiler yapmış ama tamamen açılması 2000'lere geliyor.
80'lere bakarsak, dünyanın güzellik anlayışı ile Türkiye'nin güzellik anlayışı çok farklı. Zamanla da soyunma miktarı artıyor. Örneğin, 1980'lerde güzel ve seksi anlayışı Banu Alkan ve Yaşar Alptekin'ken, şimdi onları görünce içimiz kalkıyor. Bir nesil bu kişileri güzel/yakışıklı olarak gördü.
www.youtube.com
Burada, Yaşar Alptekin'in objelenişi var. Tabii, kadınların obje haline gelişi kadar değil.
www.youtube.com
O dönemin güzellik anlayışı kadınlarda ele gelecek kadar et, erkeklerde kassız ve bol döşü kıllı bir vücut.
Aynı dönemde dünyanın güzellik anlayışı yeni yeni Tom Cruise, Emilio Estevez, Harrison Ford gibi adamlar ve onlardaki objeleştirme terleyen, spor yapan, kaslı adam üzerine.
Bize global ya da Amerika'nın değerlerinin tamamen oturuşu internetin gelişinden sonra hızlandı. Erkeklerin objeleştirilmesinde kadın hareketlerini suçlayan çok çalışma var, ki kısmen doğru buluyorum. Amerika'da 60-70'lerden sonra başlayan, bizde 80-90'lardan sonra alevlenen kadın hareketi ile toplumsal cinsiyet, cinsiyet rolleri gibi kavramlar oldukça örselendi. Erkekleri obje haline getirebilmek için cinsel devrim gerekiyor. Kadınların da kendi cinselliklerini bastırmamaları gerekiyor çünkü. E, kadın çalışmaya başlıyor, kadın kendini keşfetmeye başlıyor, evlenmeden sevişebilmeye başlıyor, kadın daha fazlasını ve erkeklerin de sahip olduklarını istiyor. Aynı şekilde pornolarda "for her" kategorisinin başlaması da 90 sonlarında tek tük başlayıp 2000'lerden sonra tavan yapıyor. Porno sektöründe şu an hala erkek egemen ama kadın pornosu oranı da sürekli artışta.
Toplumsal cinsiyetin ortadan kalkması demeyeyim de, yavaş yavaş silikleşmesi kapsamında erkek bakımları da işin içine girdi, çünkü kadın da artık daha seçici halde; ağzını açıyor ve istiyor. Erkeklerin ağda/epilasyon işine girişi, spora abanıp kaslanmaya başlamaları, metroseksüellik akımı, siyah/gri tonlar yerine renkli kıyafetler giyebilmeleri; bunun zıddı olarak Diane Keaton gibi isimlerin erkek kıyafetleri ile gezinerek takdir görmeleri erkek/kadın arası farkı azaltıyor giderek.
Kişisel olarak insanın cinsiyetinin getirilerinden aldığı zevk bir kenara konduğunda, cinsiyet arası sınırların kalkmasını, kadınların erkekleşip erkeklerin kadınlaşmasını, daha eşit ve daha aynı olmalarını, isteyenin istediği rolü kendine biçebilmesini çok sevinerek izliyorum. Örneğin, "erkekler ağlamaz", "erkek kırmızı giymez", "kadın dediğin evinin işine bakar" gibi tabuların yıkılmasını zevkle izliyorum ve elimden geldiğince katkıda bulunmak da isterim. "Her erkeğimiz ruj sürsün, kadınlarımız ise erkek kıyafetleri ile gezinsin" ayarında değilim ama evet, canı isteyen ve kendini o şekilde var etmek isteyen bir erkeğin ruj sürmesi ya da erkek gibi gezinmek isteyen bir kızın varlığı kimseyi rahatsız etmemeli veya alındırmamalı. Ancak, bu durum aşırılıkları (doğru kelimeyi bulamadım aslında) ile birlikte geliyor. Kadının yanında erkeğin de metalaşması birlikte geliyor ya da pornoda erkeği zorlama, erkeğe eziyet döneminin başlangıcı bu dönem. Hatta, bir makale vardı; artık erkeklerin kadınlardan daha fazla objeleştirildiğini söylüyordu. Bu durum abartılı ama bir yandan kadın milleti şu anda biraz intikam peşinde de. Yıllarca baskı altında kaldıktan sonra özgürlüklerin elde edilmesi ile ne oldum delisi bir zıvanadan çıkma da var dünya genelinde. Üstüne de "sex sells" diye diye de pompalanıyor. Bu tarz değişimler kaçınılmaz gibi. Türkiye'de henüz o kadar yok; örneğin erkek spriptizci, dansçı, jigolo sayısı görece olarak çok çok az. Artması yönünde bir dileğim yok ama dünya cinsel devrimi başardı sayılır, hatta "Danimarka başardı, Amerika yarı yolda, İsveç de fena durumda değil" gibi yorumlar var. Türkiye bu sürecin başında ama bir yandan da geri geri gidiyor. Bu bir ilaç gibi; güzel, seni iyileştiriyor ama yan etkisi de bunlar.
www.telegraph.co.uk
Ek: Bir köşe yazısında, dünya düzeninin toplumsalcılıktan yavaş yavaş bireyciliğe geçmesinin de etkisinin olduğunu söylüyordu. Bireysellik öne çıkmaya başladıkça, insanların kendilerini daha fazla tanıma ve tanıtma çabasına girdiğini ve geçmiş nesiller "Ya, normal insanım işte" derken yeni neslin daha çok "Ben kimim, neyim, ne istiyorum" diye düşünmesi ve hatta bu konuda bencilliğe varan durumlar olduğunu söylüyordu. "Ne istiyorum"un üstünde durmanın da cinsel açıdan karşılık bulacağı bir pazar erkek ve kadının objeleştirilmesi.
80'lere bakarsak, dünyanın güzellik anlayışı ile Türkiye'nin güzellik anlayışı çok farklı. Zamanla da soyunma miktarı artıyor. Örneğin, 1980'lerde güzel ve seksi anlayışı Banu Alkan ve Yaşar Alptekin'ken, şimdi onları görünce içimiz kalkıyor. Bir nesil bu kişileri güzel/yakışıklı olarak gördü.
www.youtube.com
Burada, Yaşar Alptekin'in objelenişi var. Tabii, kadınların obje haline gelişi kadar değil.
www.youtube.com
O dönemin güzellik anlayışı kadınlarda ele gelecek kadar et, erkeklerde kassız ve bol döşü kıllı bir vücut.
Aynı dönemde dünyanın güzellik anlayışı yeni yeni Tom Cruise, Emilio Estevez, Harrison Ford gibi adamlar ve onlardaki objeleştirme terleyen, spor yapan, kaslı adam üzerine.
Bize global ya da Amerika'nın değerlerinin tamamen oturuşu internetin gelişinden sonra hızlandı. Erkeklerin objeleştirilmesinde kadın hareketlerini suçlayan çok çalışma var, ki kısmen doğru buluyorum. Amerika'da 60-70'lerden sonra başlayan, bizde 80-90'lardan sonra alevlenen kadın hareketi ile toplumsal cinsiyet, cinsiyet rolleri gibi kavramlar oldukça örselendi. Erkekleri obje haline getirebilmek için cinsel devrim gerekiyor. Kadınların da kendi cinselliklerini bastırmamaları gerekiyor çünkü. E, kadın çalışmaya başlıyor, kadın kendini keşfetmeye başlıyor, evlenmeden sevişebilmeye başlıyor, kadın daha fazlasını ve erkeklerin de sahip olduklarını istiyor. Aynı şekilde pornolarda "for her" kategorisinin başlaması da 90 sonlarında tek tük başlayıp 2000'lerden sonra tavan yapıyor. Porno sektöründe şu an hala erkek egemen ama kadın pornosu oranı da sürekli artışta.
Toplumsal cinsiyetin ortadan kalkması demeyeyim de, yavaş yavaş silikleşmesi kapsamında erkek bakımları da işin içine girdi, çünkü kadın da artık daha seçici halde; ağzını açıyor ve istiyor. Erkeklerin ağda/epilasyon işine girişi, spora abanıp kaslanmaya başlamaları, metroseksüellik akımı, siyah/gri tonlar yerine renkli kıyafetler giyebilmeleri; bunun zıddı olarak Diane Keaton gibi isimlerin erkek kıyafetleri ile gezinerek takdir görmeleri erkek/kadın arası farkı azaltıyor giderek.
Kişisel olarak insanın cinsiyetinin getirilerinden aldığı zevk bir kenara konduğunda, cinsiyet arası sınırların kalkmasını, kadınların erkekleşip erkeklerin kadınlaşmasını, daha eşit ve daha aynı olmalarını, isteyenin istediği rolü kendine biçebilmesini çok sevinerek izliyorum. Örneğin, "erkekler ağlamaz", "erkek kırmızı giymez", "kadın dediğin evinin işine bakar" gibi tabuların yıkılmasını zevkle izliyorum ve elimden geldiğince katkıda bulunmak da isterim. "Her erkeğimiz ruj sürsün, kadınlarımız ise erkek kıyafetleri ile gezinsin" ayarında değilim ama evet, canı isteyen ve kendini o şekilde var etmek isteyen bir erkeğin ruj sürmesi ya da erkek gibi gezinmek isteyen bir kızın varlığı kimseyi rahatsız etmemeli veya alındırmamalı. Ancak, bu durum aşırılıkları (doğru kelimeyi bulamadım aslında) ile birlikte geliyor. Kadının yanında erkeğin de metalaşması birlikte geliyor ya da pornoda erkeği zorlama, erkeğe eziyet döneminin başlangıcı bu dönem. Hatta, bir makale vardı; artık erkeklerin kadınlardan daha fazla objeleştirildiğini söylüyordu. Bu durum abartılı ama bir yandan kadın milleti şu anda biraz intikam peşinde de. Yıllarca baskı altında kaldıktan sonra özgürlüklerin elde edilmesi ile ne oldum delisi bir zıvanadan çıkma da var dünya genelinde. Üstüne de "sex sells" diye diye de pompalanıyor. Bu tarz değişimler kaçınılmaz gibi. Türkiye'de henüz o kadar yok; örneğin erkek spriptizci, dansçı, jigolo sayısı görece olarak çok çok az. Artması yönünde bir dileğim yok ama dünya cinsel devrimi başardı sayılır, hatta "Danimarka başardı, Amerika yarı yolda, İsveç de fena durumda değil" gibi yorumlar var. Türkiye bu sürecin başında ama bir yandan da geri geri gidiyor. Bu bir ilaç gibi; güzel, seni iyileştiriyor ama yan etkisi de bunlar.
www.telegraph.co.uk
Ek: Bir köşe yazısında, dünya düzeninin toplumsalcılıktan yavaş yavaş bireyciliğe geçmesinin de etkisinin olduğunu söylüyordu. Bireysellik öne çıkmaya başladıkça, insanların kendilerini daha fazla tanıma ve tanıtma çabasına girdiğini ve geçmiş nesiller "Ya, normal insanım işte" derken yeni neslin daha çok "Ben kimim, neyim, ne istiyorum" diye düşünmesi ve hatta bu konuda bencilliğe varan durumlar olduğunu söylüyordu. "Ne istiyorum"un üstünde durmanın da cinsel açıdan karşılık bulacağı bir pazar erkek ve kadının objeleştirilmesi.
0
Eskiden dogru durust vucutlu erkek oyuncu yoktu. Hepsi cuval gibiydi. Simdiki nesilde iyi parcalar var.
0
Eskiden diziler Kuruntu Ailesi, Bizimkiler ya da kısmen daha yakın zamanda Çocuklar Duymasın gibi ailenin tamamına hitap eden türde yapımlardı. Şimdi daha çok kadınlar ve özellikle bütün gün evde göt büyüten ergen kızlar için dizi çekiliyor. İçerik de ona göre.
0
@aychovsky çok teşekkürler! epey aydınlatıcı oldu.
@arnold Sebebin sadece o olduğunu zannetmiyorum, 2000'den sonra bile sadece kadın kitle için çekilmiş belki yüzlerce aşk içerikli soap opera vardır. Hiçbirinde erkek vücudu böylesine metalaştırılmamıştı. Yani kadın izleyici kitlesi ve kadınlar için çekilen diziler hep vardı ama muhtemelen bu kitlenin talepleri değişti. eskiden aşk, mum ışığında yemekler, yatağa dökülen kırmızı güller, takım elbiseli adamlar görmek isteyen kadınlar, ekranda şimdi bol bol adonis, sixpack görmek istiyor demek ki.
@arnold Sebebin sadece o olduğunu zannetmiyorum, 2000'den sonra bile sadece kadın kitle için çekilmiş belki yüzlerce aşk içerikli soap opera vardır. Hiçbirinde erkek vücudu böylesine metalaştırılmamıştı. Yani kadın izleyici kitlesi ve kadınlar için çekilen diziler hep vardı ama muhtemelen bu kitlenin talepleri değişti. eskiden aşk, mum ışığında yemekler, yatağa dökülen kırmızı güller, takım elbiseli adamlar görmek isteyen kadınlar, ekranda şimdi bol bol adonis, sixpack görmek istiyor demek ki.
0
evet dediğiniz doğru böyle bir durum var. bununla bağlantılı mıdır bilmiyorum ama özellikle yeni nesilde spor yapan erkek sayısı da arttı gibi geliyor bana. tabii herkes bunun için spor yapmıyor, alakası bile yok ama bir kesim için etkisi oldu sanırım. ben sokakta artık eskisine göre daha fit, daha kaslı bir yığın adam görüyorum. sanki biz erkekler arasında böyle adı konmamış ilginç bir rekabet var gibi. bilmiyorum belki bana öyle geliyordur ama benim gördüğüm böyle.
medya nasıl belli bir kadın prototipi sunuyorsa, aynı şekilde belli bir erkek protipi de sunuyor. bu yurtdışında böyleydi zaten ama türkiye'de yeni yeni başladı. sokakta artık çok daha fazla erkeğin saç şekli, kıyafeti, vücut şekli vs. birbirine benziyor. türkiye'de kadınlar mesela eskiden kaslı erkeklerden pek haz etmezdi. atıyorum amerikalı bir kadına gayet çekici gelen bir adamdan genelde buralı kadınlar hoşlanmayabiliyordu ama medyanın etkisiyle bu da değişiyor gördüğüm kadarıyla. çünkü gösterilen, insanlara sunulan bu. medyanın üzerimizdeki etkisi sanılandan çok daha büyük.
medya nasıl belli bir kadın prototipi sunuyorsa, aynı şekilde belli bir erkek protipi de sunuyor. bu yurtdışında böyleydi zaten ama türkiye'de yeni yeni başladı. sokakta artık çok daha fazla erkeğin saç şekli, kıyafeti, vücut şekli vs. birbirine benziyor. türkiye'de kadınlar mesela eskiden kaslı erkeklerden pek haz etmezdi. atıyorum amerikalı bir kadına gayet çekici gelen bir adamdan genelde buralı kadınlar hoşlanmayabiliyordu ama medyanın etkisiyle bu da değişiyor gördüğüm kadarıyla. çünkü gösterilen, insanlara sunulan bu. medyanın üzerimizdeki etkisi sanılandan çok daha büyük.
0
for day to break
bulunduğunuz yerdeki olaylar nasıl? bizim burda şöyle: vakitsiz ezan okunuyor, sela veriliyor, hoporlörden milli iradeye sahip çık çağrısı yapılıyor. bir meydan var çoğu erkek olmak üzere oraya toplaşıyorlar, hoca vaaz veriyor, bunlar arada coşup allahu ekber naraları atıyor, sonra sıkılıp dağılışma
bulunduğunuz yerdeki olaylar nasıl? bizim burda şöyle: vakitsiz ezan okunuyor, sela veriliyor, hoporlörden milli iradeye sahip çık çağrısı yapılıyor. bir meydan var çoğu erkek olmak üzere oraya toplaşıyorlar, hoca vaaz veriyor, bunlar arada coşup allahu ekber naraları atıyor, sonra sıkılıp dağılışmalar oluyor, çok az kadın kenarda erkeklerden uzak bir yerde bekliyor. tek tük araba ve evlerde bayraklar asılı. ev kadınları farklı bir sohbet malzemesi buldukları için heyecanlılar, beddualar ediliyor. tüm bunlara rağmen çok ilginçtir ki ortada ne bir polis var ne de asker.
iç anadolu'da küçük bir il.
for day Çomaristan'dan bildirdi.
iç anadolu'da küçük bir il.
for day Çomaristan'dan bildirdi.
0
burada da durum aynı, ortada ne bir asker var ne polis. dükkan yağmalanmıyor, otobüs ve atm ateşe verilmiyor. dolayısıyla polis ve asker yapması gerekeni yapıyor şu an.
istanbul-tuzla
istanbul-tuzla
0
Herhangi bir cumhuriyet bayraminda göremediğim kadar bayrak var sokaklarda. Gerisi güllük gulistanlik 1 gundur sela yok korna yok tekbir yok.
Istanbul avcilar
Istanbul avcilar
0
Vakitsiz ezan okunmaz. Vakitsiz sela okunur. Öyle de oluyor ancak bugün ben duymadım. Milli iradeye sahip çıkın anonsunu da sadece Cuma sabaha kadar duydum. Dün ve bugün öyle bir anonsla karşılaşmadım. Eğer siz de karşılaşmadıysanız panik ortamı yaratmayalım. Doğru bilgiler paylaşalım. Omuz omuza verip bunu atlatmamız gerekiyor ancak bunun için ilk olarak korku ve panik ortamını yıkmak gerek.
0
Pek bir şey yok. Nadiren sela duyuyorum. Akşam da geceye kadar süren aralıklı korna sesleri.
0
Pazar günü okudukları saçma sapan selaları kestiler. Dün sadece akşam ezanından önce sela okundu ya da ben dumadım. Meydanlara çağrıyorlar bugün bile. Sadece cumartesi günü meydandan geçmek zorunda kaldım. Milletin ne kadar boş zamanı varmış ana baba günü gibiydi salak saçma sloganlar atıyorlardı. Binalarda bayraklar var hatta abartıp komple binayı kaplayacak bayrak asanlar var. İstanbul/Esenler-Bağcılar tarafları
0
Otobüs ve ATM ateşe verilmiyor demişler ama gayet güzel arabalar tartaklanıyor (sırf arabasında Türk bayrağı olmadığı için arabası tartaklanan bir kadın şoför tanıyorum), kafalar koparılarak öldürülüyor, oluk oluk kanlar akana kadar linç ediliyor, yarım saat tencere-tava sesine laf edenler sabahlara kadar tekbirler getirip marşlar söylüyor. En son sabah 2'de duyuyordum bizim sokakta, kulaklıktan müzik dinleyerek uyuyabildim. Sorun mu? Değil. Uyumasam da olur. Yeter ki birileri artık ölmesin çünkü bu, sidik yarışı yapacak son günlerimiz. Bilinçli olursak kazanacağız. Çamur atmaya devam edersek kaybedeceğiz. İnsanlık olarak kaybettik zaten ama ülke olarak kaybedeceğiz. Lütfen biraz sağ duyu. Az bir miktar da sevgi.
0
güney anadoluda akp'lilerin oldukça bol olduğu bir büyükşehirdeyim şu an. sela sabah 1 tane okundu, konvoy dün gece 12 gibi bitti, bugün hiç duymadım. her 10 binada belki 1 tane bayrak ancak vardır. hava sıcak diye dışarı çok çıkmıyorum ama gördüğüm kadarıyla 15 temmuz gecesinden beri hayat aynı şekilde akıyor, geceleri 2-3 saat korna çalıp tekbir getiren 5-10 aracı saymazsak çok ekstrem bir değişiklik yok. herkes işinde gücünde. tabi daha çok zenginlerin yaşadığı bir muhitteyim onun etkisi var mıdır bilemem, belki gecekondu mahalleleri vs daha çok etkilenmiştir.
0
@dessy çamur atmaya devam edersek kaybederiz, evet. kafası kesilen asker haberi, kesik başlı asker de dahil adli tıp, savcılık vs tarafından kaç kez yalanlandı. tartaklanan asker haberi doğrudur, size de o asker tarafından sabaha kadar ateş edilse siz de tartaklardınız. münferit 1-2 hadise dışında bir olumsuzluk yok. algı yönetimi yapmaya çalışmayın lütfen. bu da atlatılacak inşallah.
0
Haberleri okumuyorum. Okusam da neyin gerçek olup olmadığını bilmiyorum. Gezi'de yaşanan bilgi kirliliği bu dönemde de var. Görünen o ki ayrı saflardayız ancak ikimiz de insanız ve ikimiz de aynı şeyi istiyoruz: korku algısı yaşatılmasın ve bu günleri hep birlikte atlatalım. Ben seni sevebilirim. Sen de beni ve bizleri sev. Zıtlıkları da kabul edebilirsek bu ülkeyi hep birlikte kurtarabileceğiz. Sevgiler.
0
@dessy bilmukabele. ben de haberleri takip edip bilgi kirliliğini elimden geldiğince engellemeye çalışıyorum. fetocular dışında sevemeyeceğim kimse yok bu dünyada.
0
İstanbul gazi mahallesinin hemen dibinde ama akp seçmen tabanlı bi mahalledeyim. Gece bir, ikiye kadar kornalarla, son ses "Ölürüm Türkiyem" dinleterek konvoylar yapılıyor. Her evin balkonunda, penceresinde, arabalarda Türk bayrağı asılı. Az önce bakkala gittim ekmek almaya, komşunun çocuğu bisikletine Türk bayrağı aşmış. Ufacık bisiklet ya, takılıp düşecek bebe. Gazı mahallesi karışık yine. Elemanlar tedbirle, polis desteğiyle girmeye çalışıyorlar mahalleye. Otobüsler gazı mahallesine girmiyor, eve gitmek için min 40 dk yuruyoruz. Ortamda Türkiye Uefa kupası kazanmış gibi bir bayram havası, kutlamalar.
0
@animalman fetocuları sevmediğine göre onları bu denli güçlendirenleri de sevmiyorsundur herhalde, normali bu hani.
soruya cevabım: ege'de çomarı bol olan ünlü bir ilçeden yazıyorum, durumlar o kadar kötü değil, toplaşmalar bitti, bayraklar pek yok, en azından benim çevremde, azalarak bitecek gibi.
soruya cevabım: ege'de çomarı bol olan ünlü bir ilçeden yazıyorum, durumlar o kadar kötü değil, toplaşmalar bitti, bayraklar pek yok, en azından benim çevremde, azalarak bitecek gibi.
0
@animalman: İnsanlara gördükleri yaşadıkları şeyler olmamış gibi hiçbir şey yok, her şey gül gibi diyorsun ve algı yönetimi yapmayın diyorsun. Gerçekçiliğe davet etmeden önce kendin dene biraz öyle olmayı.
Alevi mahallesi basmaya gidenler var sen her şey süper diyorsun. Yazık ya, bu kadar kör olmayın.
Alevi mahallesi basmaya gidenler var sen her şey süper diyorsun. Yazık ya, bu kadar kör olmayın.
0
anonymice
Siz ne hale geliyosunuz 70 lik içtiğinizde?
Siz ne hale geliyosunuz 70 lik içtiğinizde?
0
Bi kere oyle bi hataya dusmustum onun sabahindada inancsiz biri olarak cami kenarindaki banklardan birinde uyandim tavsiye etmem
0
5-6 kez yapmışlığım var ama o ara bünyem votkaya çok alışıktı. hatta bi kez 1 şişeyi bitirip sadece çakır olmuştum. bitirmen de zorunlu değildir sanki :)
0
Alisik degilseniz alkol komasina girebilirsiniz cok hizli icerseniz.
Antitez: www.youtube.com
Surada da ayni manyagin viskiyi fondiplemesi var: www.youtube.com
Antitez: www.youtube.com
Surada da ayni manyagin viskiyi fondiplemesi var: www.youtube.com
0
benim içeceğim zaman alkol tercihim votka oluyor genelde çünkü fiyat performans olarak en iyisi o ve 70lik alıyorum hep. ben erken başlıyorum ama. öğleden sonra 2-3 gibi başlıyorum, geceye kadar içiyorum, bitene kadar yani. sağlam sarhoş oluyorum ama ölmedim henüz. tabii bünyeye göre değişir, benim yaptığımı yapın direk demeyeyim o yüzden.
not: akşam saat 8 gibi işler epey eğlenceli bir hal almaya başlıyor.
not: akşam saat 8 gibi işler epey eğlenceli bir hal almaya başlıyor.
0
Ne kadar sürede içiliyor? Sabahtan akşama kadarsa koymaz mesela.
0
votkayı bilmem de 3 birada kıvama gelip 4'ten sonra dans etmeye başlayan bir vitaminsiz olarak büyük jager şişesini devirmiştim ben. geç vuruyormuş, bilmiyordum. sarhoş ve yalnızdım. kendimde olsam zaten koca şişeyi içmem. neyse, ertesi gün kendi kusmuğumun içinde uyandım. bilgisayara da kusmuşum, tamir edilemedi tabii. o gece ne olduğunu hiç mi hiç hatırlamıyorum. içmeye başladığım kısmı hatırlıyorum sadece. içip kendimi kaybettiğim ve geceye dair hiçbir şey hatırlamadığım tek gün odur. yoksa 6-7 bira içip (benim için çok çok fazla bir rakam) yerlere düşe düşe eve geldiğimi de biliyorum ama hatırlıyorum hepsini. o kadar alkolle komaya girilir mi bilmiyorum ama girilebiliyorsa şanslıymışım, ya komadan ya da kendi bokumda boğulup ölebilirdim herhalde.
0
Bi sene ODTÜ şenliklerinde arka cebime 70lik İstanblue'yu koymuş, arkadaşlar sağ olsun kimde ne bulduysam viski, jager birlikte içmiştim.
Hastanedeydim uyandığımda. Yoğun bakıma almışlar.
Alkolün sonu yok sanıyordum. Kusar, uyurum sanıyordum.
Öğrendim ki ölünebilir.
Hastanedeydim uyandığımda. Yoğun bakıma almışlar.
Alkolün sonu yok sanıyordum. Kusar, uyurum sanıyordum.
Öğrendim ki ölünebilir.
0
hep 35lik içip sallanıp yamulurum. daha fazlasını içip daha fazla yamulmuşluğum da var ama blackout falan yok. nolurum lan acaba 70lik içtiğimde, deneyeceğim bi ara.
cevap: hiç içmedim, muhtemelen kusma vs vs.
cevap: hiç içmedim, muhtemelen kusma vs vs.
0
tiksinmedenuyanmak
Altlardaki duyurudan fark ettim ki çok az İngiliz edebiyatından eser okumuşum. Okumayanı dövüyorlar dediğiniz eserler neler? Önerilerinizi bekliyorum.
Altlardaki duyurudan fark ettim ki çok az İngiliz edebiyatından eser okumuşum. Okumayanı dövüyorlar dediğiniz eserler neler? Önerilerinizi bekliyorum.
0
terry pretchett in herhangi bir discworld kitabi. orjinal dilinde okuyun. bayaaaaa uzun bir seri ve farkli dallari var o yuzden baslangic tarzinda birsey istiyorsaniz sankin color of magic ile yani yazarin ilk kitabi ile baslamayin. mort var onun yerine mort u okuyun. size discworldu sevdirecek bir kitaptir. ben de ondan basladim.
douglas adams - otostopcunun galaksi rehberi. en azindan ilk kitap sadece. okumayani dovuyorlar.
douglas adams - otostopcunun galaksi rehberi. en azindan ilk kitap sadece. okumayani dovuyorlar.
0
Bunu okumuş olma olasılığın fazla ama george orwell'dan 1984 ve hayvan Çiftliği.
Ayrica harry potter
Ayrica harry potter
0
james joyce okumazsan ve ben görürsem döverim. eser ayırt etmem, hepsini okumuş olman lazım kurtulmak için.
0
buff
Başka şehirlerde var mı bilmiyorum ama Ankara'da akordeoncularımız var, böyle çala çala sokaktan geçiyorlar. Bizim sokağımızın akordeoncusunun yüzünü hiç görmedim ama gece bu saatlerde geçiyor hep, çok güzel çalıyor, aşırı mutlu oluyorum duyunca.Lakin merak ettiğim bu insanlar nasıl para topluyor? Y
Başka şehirlerde var mı bilmiyorum ama Ankara'da akordeoncularımız var, böyle çala çala sokaktan geçiyorlar.
Bizim sokağımızın akordeoncusunun yüzünü hiç görmedim ama gece bu saatlerde geçiyor hep, çok güzel çalıyor, aşırı mutlu oluyorum duyunca.
Lakin merak ettiğim bu insanlar nasıl para topluyor? Yoldan geçenler veriyor desem bu saatte yoldan geçen pek insan yok. Apartmandakilerden topluyor desem taa aşağıya kadar inip para mı veriyor insanlar? Camdan akordeoncuuu diye bağırıp adamı durdurmak mı lazım yani çünkü aşağıya inene kadar gider, yürüyor bir yandan? Ya da peşinden koşup yetişip mi para vericez? Ramazan davulcusu gibi ayda bir kapı kapı dolaşıp ben akordeoncunuz da demiyor ki para toplasın?
Yoksa para için değil de zevk için mi çalıyor bizim akordeoncumuz? Canım benim <3
Bizim sokağımızın akordeoncusunun yüzünü hiç görmedim ama gece bu saatlerde geçiyor hep, çok güzel çalıyor, aşırı mutlu oluyorum duyunca.
Lakin merak ettiğim bu insanlar nasıl para topluyor? Yoldan geçenler veriyor desem bu saatte yoldan geçen pek insan yok. Apartmandakilerden topluyor desem taa aşağıya kadar inip para mı veriyor insanlar? Camdan akordeoncuuu diye bağırıp adamı durdurmak mı lazım yani çünkü aşağıya inene kadar gider, yürüyor bir yandan? Ya da peşinden koşup yetişip mi para vericez? Ramazan davulcusu gibi ayda bir kapı kapı dolaşıp ben akordeoncunuz da demiyor ki para toplasın?
Yoksa para için değil de zevk için mi çalıyor bizim akordeoncumuz? Canım benim <3
0
Bizim mahallede de var bi tane akordeoncu :) hatırla sevgili'yi çalıyor hatta sürekli. iftardan sonra da karşı komsumuz açıyor penceresini tüm mahalle klarnet sesiyle yankılanıyor çok keyifli. Güzel bir mahallede yaşıyoruz vesselam ikimizde.. zevk için yapıyorlar sanki biraz.
İstanbul'dan bildiriyorum bu arada.
İstanbul'dan bildiriyorum bu arada.
0
@benoyledemekistemedim benim eski mahallemdeki akordeoncu da hatırla sevgili çalıyordu hep ama bu sokaktaki daha güzel, değişik şeyler çalıyor :)
Benim de yan apartmanımda piyano öğretmeni var, gün içinde hep güzel piyano sesi, sonra da akşamları akordeoncu :) Müziğin kıymetini buraya taşındıktan sonra daha bi anladım.
Benim de yan apartmanımda piyano öğretmeni var, gün içinde hep güzel piyano sesi, sonra da akşamları akordeoncu :) Müziğin kıymetini buraya taşındıktan sonra daha bi anladım.
0
Bizde de (Ankara) genelde Hatırla Sevgili ve ismini bilmediğim bir adet ezgi dolaşıyor sürekli.
Herhalde geçerken pencereden atanlar, yolda verenler, yola çıkanlar oluyordur. Kalabalık sokaklar kapılmışsa diğerleri de böyle bir yöntem benimsemiş olsa gerek.
Herhalde geçerken pencereden atanlar, yolda verenler, yola çıkanlar oluyordur. Kalabalık sokaklar kapılmışsa diğerleri de böyle bir yöntem benimsemiş olsa gerek.
0
ankaradakini ben yüzyılda da oveclerde de ayrancıda da gordum. herhalde bu güzergahta yürüye yürüye çalıyorlar.
bizim yüzyılda camdan atıyorum arada. ev sekizinci katta bazen mandalla, bazen de paket lastiğine sarıp yolluyorum.
bizim yüzyılda camdan atıyorum arada. ev sekizinci katta bazen mandalla, bazen de paket lastiğine sarıp yolluyorum.
0
ortaköy'de bizim evin önünden birkaç kez geçtiğini hatırlıyorum. bir keresinde de para vermiştim. camdan seslenmiştim. bizim ev ikinci kattaydı, sorun olmamıştı camdan parayı atmak.
0
Ankara'da Emekte kaldığım zamanlar bizim evin önünden de bir amca geçerdi küçük de bir kızı vardı. Alt kattakiler para vereceğinde kızı apartmana yaklaşıp alıyordu ama üst katlardan veren oluyor muydu bilmiyorum. Güzel günlerdi vesselam :)
0
anonymice
Kaç adet alkollü içecek tüketmeliyiz?not: ben ramazanda içecek kadar elitim, ramazan sonrası neden? diyen arkadaşları fatih çarşambaya da bekleriz.https://www.youtube.com/watch?v=gDclr5O_cNM
Kaç adet alkollü içecek tüketmeliyiz?
not: ben ramazanda içecek kadar elitim, ramazan sonrası neden? diyen arkadaşları fatih çarşambaya da bekleriz.
www.youtube.com
not: ben ramazanda içecek kadar elitim, ramazan sonrası neden? diyen arkadaşları fatih çarşambaya da bekleriz.
www.youtube.com
0
damdanakan +1
snoop ayarında keşlik elde etmek için alkol değil başka şeyler tüketmen lazım, yazdırma şimdi buraya.
cevap: 42
snoop ayarında keşlik elde etmek için alkol değil başka şeyler tüketmen lazım, yazdırma şimdi buraya.
cevap: 42
0
ben ramazanda da yaptım ama gerçi hazır havalar sıcakken: en ucuzundan bir litre kırmızı şarap alın. 15 liradan fazla vermeyin. ucuz olması kilit nokta burada. ben 50lik almıştım ama isteğe göre ya 70lik ya da 35lik de bir votka alın şarapla beraber. bu da en ucuzu olsun, pahalısına hiç gerek yok.
geniş bir kabın içine bu ikisini dökün, içine aktardan alacağınız birkaç çubuk tarçın atın, birkaç yemek kaşığı da toz şeker. haldır huldur karıştırın bunları. büyükçe bir sürahiye kirazdı, şeftaliydi ayıklayıp kesip koyun, kabın içindeki tarçın çubuklarını da atın, karışımı da sürahiye koyun, sürahi dolaba gitsin, soğusun dinlensin orda. bir iki saat unutun sürahiyi (en zor kısmı bu). sonra genişce bir bardak alın, içine buz atın, üstüne bu karışımı dökün, yanınıza bir tabağa bir avuç kiraz alın.
bu içkiyi içmeye güneşli bir öğleden sonra tercihen saat iki civarı, millet dışarda saçma sapan şeylerin peşinde anlamsızca koştururken, siz evde sevdiğiniz müzikler ya da izlemekten asla sıkılmadığınız bir film eşliğinde başlayın. akşam üstü sürahideki karışımın gözüne bakmaya başlayacaksınız bitmesin diye. arada kalkıp dans da edin. bitti.
46
geniş bir kabın içine bu ikisini dökün, içine aktardan alacağınız birkaç çubuk tarçın atın, birkaç yemek kaşığı da toz şeker. haldır huldur karıştırın bunları. büyükçe bir sürahiye kirazdı, şeftaliydi ayıklayıp kesip koyun, kabın içindeki tarçın çubuklarını da atın, karışımı da sürahiye koyun, sürahi dolaba gitsin, soğusun dinlensin orda. bir iki saat unutun sürahiyi (en zor kısmı bu). sonra genişce bir bardak alın, içine buz atın, üstüne bu karışımı dökün, yanınıza bir tabağa bir avuç kiraz alın.
bu içkiyi içmeye güneşli bir öğleden sonra tercihen saat iki civarı, millet dışarda saçma sapan şeylerin peşinde anlamsızca koştururken, siz evde sevdiğiniz müzikler ya da izlemekten asla sıkılmadığınız bir film eşliğinde başlayın. akşam üstü sürahideki karışımın gözüne bakmaya başlayacaksınız bitmesin diye. arada kalkıp dans da edin. bitti.
46
0
lilypad
arıyorum. evet.
arıyorum. evet.
0
neseranni
Merhaba arkadaşlar, gününüz güzel geçiyordur dilerim; size birkaç soruluk bir anketim var; istediklerinizi cevaplayın lütfen. 1-Hangi marka laptop kullanıyorsunuz/kullandınız? (aklınızdaysa modelini ya da ucuz/orta/pahalı sınıftan olduğunu da belirtirseniz iyi olur)2-Kaç senedir kullanıyorsunuz/kul
Merhaba arkadaşlar, gününüz güzel geçiyordur dilerim; size birkaç soruluk bir anketim var; istediklerinizi cevaplayın lütfen.
1-Hangi marka laptop kullanıyorsunuz/kullandınız? (aklınızdaysa modelini ya da ucuz/orta/pahalı sınıftan olduğunu da belirtirseniz iyi olur)
2-Kaç senedir kullanıyorsunuz/kullandınız?
3-Ne tür sıkıntılar yaşadınız? Servise gönderdiniz mi?
4-Servise gönderdiyseniz servis memnuniyetiniz nedir? (10 üzerinden)
5-Genel olarak marka memnuniyetiniz nedir? (10 üzerinden)
6-Markayı önerir misiniz? Önermezseniz, önermek istediğiniz başka bir marka var mı?
Teşekkürler
1-Hangi marka laptop kullanıyorsunuz/kullandınız? (aklınızdaysa modelini ya da ucuz/orta/pahalı sınıftan olduğunu da belirtirseniz iyi olur)
2-Kaç senedir kullanıyorsunuz/kullandınız?
3-Ne tür sıkıntılar yaşadınız? Servise gönderdiniz mi?
4-Servise gönderdiyseniz servis memnuniyetiniz nedir? (10 üzerinden)
5-Genel olarak marka memnuniyetiniz nedir? (10 üzerinden)
6-Markayı önerir misiniz? Önermezseniz, önermek istediğiniz başka bir marka var mı?
Teşekkürler
0
Hp elitebook serilerini kullanıyorum yaklaşık 10 yıldır. Eskidikçe yeni modellere geçiyorum. En son i7 olanını aldım. Memnunum
Markadan ziyade model önemli. Hp nin pavilionları tırt mesela
Markadan ziyade model önemli. Hp nin pavilionları tırt mesela
0
1- dell n5110
2- 5
3- plastik olduğu için kasada kırıklar oluştu. herhangi bir sebepten dolayı servise göndermedim.
5- 9/10
6- öneririm.
2- 5
3- plastik olduğu için kasada kırıklar oluştu. herhangi bir sebepten dolayı servise göndermedim.
5- 9/10
6- öneririm.
0
1. asus'un k52f modelini kullanıyorum. (800 liraya almıştım. orta sınıf).
2. 2010'nun sonundan beri.
3. hiçbir sıkıntı yaşamadım. hiç servise gitmedi.
5. 10.
6. evet.
2. 2010'nun sonundan beri.
3. hiçbir sıkıntı yaşamadım. hiç servise gitmedi.
5. 10.
6. evet.
0
1. SAMSUNG NP300E5A
2. 5 yada 6. senesi bu. o zamanlar 1000tl ye almıştım.
4. hiç göndermedim. bir kere sarj kablosu bozuldu. laptop ile samsunga gittim yenisini aldım. servislik işim olmadığı için puan veremiyorum.
5. fena değil. 7 veririm.
6. f/p olarak fena değil fakat önerecek olsam msi, monster, asus öneririm.
2. 5 yada 6. senesi bu. o zamanlar 1000tl ye almıştım.
4. hiç göndermedim. bir kere sarj kablosu bozuldu. laptop ile samsunga gittim yenisini aldım. servislik işim olmadığı için puan veremiyorum.
5. fena değil. 7 veririm.
6. f/p olarak fena değil fakat önerecek olsam msi, monster, asus öneririm.
0
1- asus. tam markasını bilmiyorum :( aldığım zaman pahalı sınıfındaydı.
2- 4 sene oldu
3- bir kere internette sakıncalı kullanımım nedeniyle çöker gibi oldu, format attım :( servise yollamalık bir durum olmadı.
5- 9/10. sorunsuz.
6- öneririm.
2- 4 sene oldu
3- bir kere internette sakıncalı kullanımım nedeniyle çöker gibi oldu, format attım :( servise yollamalık bir durum olmadı.
5- 9/10. sorunsuz.
6- öneririm.
0
1. Monster (modelini tam hatırlayamadım ama aldığımda orta-pahalı sınıftandı)
2. Bu ay 7. senesini doldurdu, hala taş gibi maşallah
3. İlk aldığım sene harddiskinde sıkıntı vardı servise gönderdim yenisini taktılar bi sıkıntı olmadı. Onun haricinde geçen sene harddisk öldü kendim yenisini aldım taktım sıkıntı yok.
4. Serviste bi sıkıntı yoktu gayet iyi ilgilendiler 9 diyorum.
5. Markadan memnunum yine olsa yine alırım ama bu aralar biraz pahalı sanırım :D 10 üzerinden 8 diyorum.
6. Öneririm hatta şunu da söyliyim ben aldığımda aynı gün yerine 3 gün sonra kargoya verebilecekleri için özür dileyip bi üst modelini(full hd versiyonunu) yollamışlardı, biraz tav oldum açıkcası :D
2. Bu ay 7. senesini doldurdu, hala taş gibi maşallah
3. İlk aldığım sene harddiskinde sıkıntı vardı servise gönderdim yenisini taktılar bi sıkıntı olmadı. Onun haricinde geçen sene harddisk öldü kendim yenisini aldım taktım sıkıntı yok.
4. Serviste bi sıkıntı yoktu gayet iyi ilgilendiler 9 diyorum.
5. Markadan memnunum yine olsa yine alırım ama bu aralar biraz pahalı sanırım :D 10 üzerinden 8 diyorum.
6. Öneririm hatta şunu da söyliyim ben aldığımda aynı gün yerine 3 gün sonra kargoya verebilecekleri için özür dileyip bi üst modelini(full hd versiyonunu) yollamışlardı, biraz tav oldum açıkcası :D
0
Is ve kisisel olarak 2 laptop kullaniyorum. Is <> Kisisel seklinde cevapliyorum:
1- MacBook Pro Retina <> MacBook Air
2- Modelleri surekli yenilenmekle birlikte yaklasik 6-7 senedir
3- Hic sikinti yasamadim
4- Servise gerek olmadi hic
5- 10/10
6- Oneririm
1- MacBook Pro Retina <> MacBook Air
2- Modelleri surekli yenilenmekle birlikte yaklasik 6-7 senedir
3- Hic sikinti yasamadim
4- Servise gerek olmadi hic
5- 10/10
6- Oneririm
0
1) şu an samsung kullanıyorum. ondan önce yine samsung, daha önce dell kullanmıştım. fiyat olarak şöyle söyliyim aldığım bilgisayarlar insan olsaydı kesin memur olurdu. tam orta yolcu hepsi.
2) şimdiki bilgisayarım 3 yıla yaklaşıyor sanırım, o civarda bir şey.
3) önceki samsung'da bir haller vardı. 2-3 kez gönderdim. bunu da bir kez gönderdim.
4) 9 diyebilirim. şu anki bilgisayarım için samsung seçmemin sebebi, öncekinde çok memnun olmamdı. ne sorun yaşadıysam götürdüm ve en geç bir hafta içinde tertemiz ve ücretsiz verdiler bilgisayarı. yalnız artık laptop yapmıyormuş galiba samsung... şu anki bilgisayarım geçen bozuldu, servise götürdük 1900 lira fiyat çektiler. meğer ram'lerden biri bozulmuş. onu çıkardık, yerine 120 liraya 8gb'lık hyperx taktık. hem bilgisayar mis gibi oldu hemi de 4 cigorayt ekstra ram.
5) son olay nedeniyle sana puanım 7 kankam. servise gidince 2 bin lira fiyat çekmeyeceklerini bilsem ömür boyu samsung kullanabilirim, ben memnunum ve seviyorum.
6) sanırım şu an için önermem. bizim zamanımızda bi şey olunca muhatap buluyodun, hey gidi. şimdi öyle değil. kaçmış hepsi. diyorum ya normalde yüzsüz gibi format için bile götürdüğüm servis şimdi 5 dakikalık bir ram çıkarma işlemi için bile dalga geçer gibi 1900 lira istiyor. eeey semsüng sen kimsin ya?
2) şimdiki bilgisayarım 3 yıla yaklaşıyor sanırım, o civarda bir şey.
3) önceki samsung'da bir haller vardı. 2-3 kez gönderdim. bunu da bir kez gönderdim.
4) 9 diyebilirim. şu anki bilgisayarım için samsung seçmemin sebebi, öncekinde çok memnun olmamdı. ne sorun yaşadıysam götürdüm ve en geç bir hafta içinde tertemiz ve ücretsiz verdiler bilgisayarı. yalnız artık laptop yapmıyormuş galiba samsung... şu anki bilgisayarım geçen bozuldu, servise götürdük 1900 lira fiyat çektiler. meğer ram'lerden biri bozulmuş. onu çıkardık, yerine 120 liraya 8gb'lık hyperx taktık. hem bilgisayar mis gibi oldu hemi de 4 cigorayt ekstra ram.
5) son olay nedeniyle sana puanım 7 kankam. servise gidince 2 bin lira fiyat çekmeyeceklerini bilsem ömür boyu samsung kullanabilirim, ben memnunum ve seviyorum.
6) sanırım şu an için önermem. bizim zamanımızda bi şey olunca muhatap buluyodun, hey gidi. şimdi öyle değil. kaçmış hepsi. diyorum ya normalde yüzsüz gibi format için bile götürdüğüm servis şimdi 5 dakikalık bir ram çıkarma işlemi için bile dalga geçer gibi 1900 lira istiyor. eeey semsüng sen kimsin ya?
0
hp 7 yıl
sony 4 yıl
dell yeni
hp bazı problemler çıkardı ilk 3-4 yılda
sony hayatımda gördüğüm en taş laptop'tı. ses bile yapmadı. gerçekten inanılmaz.
sony 4 yıl
dell yeni
hp bazı problemler çıkardı ilk 3-4 yılda
sony hayatımda gördüğüm en taş laptop'tı. ses bile yapmadı. gerçekten inanılmaz.
0
1- Acer kullandım talebeyken. Orta halli birşeydi. Anakartı yandığında yaşamını tamamlamıştı.
2- 3 sene boyunca kullandım.
3- Çok, çok fazla ısınırdı.O kadar ki, altında ki masa alev alacak diye korkardım. Garantisi dolduğu için göndermedim.
5-6.
6- Ekonomik bir ürün almak isteyenlere önerebilir; ama iyi bir ürün almak isteyencelere önermem Acer'ı. Windows işletim sistemli laptoplarda her zaman Sony'i öneririm.
2- 3 sene boyunca kullandım.
3- Çok, çok fazla ısınırdı.O kadar ki, altında ki masa alev alacak diye korkardım. Garantisi dolduğu için göndermedim.
5-6.
6- Ekonomik bir ürün almak isteyenlere önerebilir; ama iyi bir ürün almak isteyencelere önermem Acer'ı. Windows işletim sistemli laptoplarda her zaman Sony'i öneririm.
0
etki
sabah uyanınca Her gün yüzünü yıkıyor musunuz?
sabah uyanınca Her gün yüzünü yıkıyor musunuz?
0
'Büyük resmi' yıkıyorum. Yıkayıp kalaylayamayacaksam sadece yüzümü yıkıyorum evet.
0
Yıkamadan nasıl ayılıyorsunuz yav? :s insanın başına vurur, uyanamaz. Ha diyorsanız ki kalkar kalkmaz duşa giriyorum, o zaman anlarım ama diğer türlüsü salt leşlik bana göre.
0
soğuk duş aldığımda yıkamıyorum. sıcak duş alırsam çıktığımda ayrıca bi su vuruyorum.
0
hayır. hatta hiç sevmem sabah sabah suyla temas etmeyi. duşumu da genelde akşam alırım.
0
Her gece yatmadan önce ve her sabah uyanınca mutlaka yıkarım.
Geceleri yüz temizleyici jel ile sabahları ile genellikle su ile yıkarım . Duş alıyorsam duşta da yine jel ile yıkarım ayrıca çıkınca yıkamam.
Geceleri yüz temizleyici jel ile sabahları ile genellikle su ile yıkarım . Duş alıyorsam duşta da yine jel ile yıkarım ayrıca çıkınca yıkamam.
0
suya sabuna dokunmayı seven biri olarak yıkıyorum. tabi benim saçlar uzun. yüzümü yıkadıktan sonra, son hareketle de saçları ıslatmış ve geriye atmış oluyorum. ellerimi de gün içi 2-3 kez yıkıyorum bir şekilde. onun verdiği temizlik ve saflık hissi güzel hissettiriyor. zaten sokaktan eve girip elini yıkamayan insanları hayatta anlayamıyorum. onu geç, çişini yapıp suya yine dokunmayan yaratıklar var.
0
Sandman
iyi bir oyuncu mudur
iyi bir oyuncu mudur
0
Fena değil, yaşına göre iyi. Duygusu var. Yüzü patatese benzemese daha iyiydi :')
0
genel olarak iyi diyemem ama silver lining playbook filminde role çok yakışmıştı, bayaa tatlıydı.
0
best proce eva!
kendisinin koccaman bir hater'ı olarak buraya fikrimi destekleyecek bin türlü şey yazardım ama nefretim elimi ayağımı titrettiği için konsantrasyon sağlayamıyorum. cevaplarda bahsedildiği gibi onu betimleyen tek şey var o da yeterli bi özet olur: "role çok yakıştı"
kendisinin koccaman bir hater'ı olarak buraya fikrimi destekleyecek bin türlü şey yazardım ama nefretim elimi ayağımı titrettiği için konsantrasyon sağlayamıyorum. cevaplarda bahsedildiği gibi onu betimleyen tek şey var o da yeterli bi özet olur: "role çok yakıştı"
0
gayet iyi bir oyuncudur. çok severim. apple hack olayında çok üstüne gittiler. o da üstüne gidenlerin erdemsizliği artık. şu gün gelsin, "evlenelim" desin, "yok" demem. :)
0
iyidir evet.
american hustle filmine bir göz atın eğer izlemediyseniz. joy ve winter's bone'da da epey iyidir. pek öyle istemezukçu tayfanın iddia ettiği gibi abartılmış bir balon değil yani.
american hustle filmine bir göz atın eğer izlemediyseniz. joy ve winter's bone'da da epey iyidir. pek öyle istemezukçu tayfanın iddia ettiği gibi abartılmış bir balon değil yani.
0
bioss
If you supply identical seeds, you get identical sequences; different seeds produce different numbers. The crucial role of the seed was made clear in the 1980s by Blum. He pointed out that a pseudorandom generator does not actually generate any randomness; it stretches or dilutes whatever randomness
If you supply identical seeds, you get identical sequences; different seeds produce different numbers. The crucial role of the seed was made clear in the 1980s by Blum. He pointed out that a pseudorandom generator does not actually generate any randomness; it stretches or dilutes whatever randomness is in the seed, spreading it out over a longer series of numbers like a drop of pigment mixed into a gallon of paint.
Bir yardım etseniz çok makbule geçer.
Tenk yu.
Bir yardım etseniz çok makbule geçer.
Tenk yu.
0
eğer özdeş tohumlar temin edersen, özdeş diziler elde edersin; farklı tohumlar farklı numaralar üretir. tohumların hayati rolü Blum tarafından 1980'lerde açıklığa kavuşturuldu. sözde rasgele (ya da ''yalancı rasgele'' bu bir terim sanırım aşina değilim: pseudorandom) üreticinin aslında herhangibi bir rasgelelik üretmediğini vurguladı; tohumdaki her ne rasgelelik varsa onu geriyor ya da seyreltiyor, bir galon (3.7 lt.) boyanın içerisindeki bir damla pigment gibi onu (rasgeleliği) yayıyor.
not: parantez içleri bana ait.
not: parantez içleri bana ait.
0
kaya1453
selam sözlük, cümle şöyle. bi el atarsanız sevinirim."instruction in these subjects in undergraduate classes is almost exclusively by lecture."
selam sözlük, cümle şöyle. bi el atarsanız sevinirim.
"instruction in these subjects in undergraduate classes is almost exclusively by lecture."
"instruction in these subjects in undergraduate classes is almost exclusively by lecture."
0
tchuck
kurtulamıyorum, dayanamıyorum da artık.kütletmekten şekildne şekle giriyorum, biraz rahatlatıyor ama yine aynı ağrılar devam ediyor.bilgisayarla çok haşır neşir olmamdan kaynaklanıyor bu durum.ya allah aşkına bana bir yöntem söyleyin, bunu yap kurtulacaksın diyin yapayım.sanki omur ve sırt kasların
kurtulamıyorum, dayanamıyorum da artık.
kütletmekten şekildne şekle giriyorum, biraz rahatlatıyor ama yine aynı ağrılar devam ediyor.
bilgisayarla çok haşır neşir olmamdan kaynaklanıyor bu durum.
ya allah aşkına bana bir yöntem söyleyin, bunu yap kurtulacaksın diyin yapayım.
sanki omur ve sırt kasların gelişse başımı daha dik tutabileceklermiş ve ağrım geçecekmiş gibi geliyor ama
kütletmekten şekildne şekle giriyorum, biraz rahatlatıyor ama yine aynı ağrılar devam ediyor.
bilgisayarla çok haşır neşir olmamdan kaynaklanıyor bu durum.
ya allah aşkına bana bir yöntem söyleyin, bunu yap kurtulacaksın diyin yapayım.
sanki omur ve sırt kasların gelişse başımı daha dik tutabileceklermiş ve ağrım geçecekmiş gibi geliyor ama
0
spor yap, sırt kasların biraz gelişse daha rahat edersin evet. ikincisi de kütletme. ben de aynı durumdaydım kütletmeyi bırakınca hatırı sayılır fark oluştu. ilk iki üç gün çok ağrıyor kütletmeye alıştığın için ama en iyisi yapmamak. dayanabilirsen iyi gelir.
0
www.google.com.tr
ilk önce burdaki yastıklardan bir tane edinin. çok faydası oluyor. boyun düzleşmesi var sizde büyük ihtimal.
yastık yeterli değil tabii, acilen spora da başlayın.
(git: www.google.com.tr
başlangıç olarak da bu hareketleri yapın ama kasları geliştirecek ağır antremanlara başlamanız gerek. bunlar pek yeterli değil. vücudunuzun hamlığını attıktan sonra sırt, kanat ve omuz egzersizlerine ağırlık verin.
(git: www.google.com.tr
www.youtube.com
şu son linkteki hareket özellikle epey işinize yarar.
ilk önce burdaki yastıklardan bir tane edinin. çok faydası oluyor. boyun düzleşmesi var sizde büyük ihtimal.
yastık yeterli değil tabii, acilen spora da başlayın.
(git: www.google.com.tr
başlangıç olarak da bu hareketleri yapın ama kasları geliştirecek ağır antremanlara başlamanız gerek. bunlar pek yeterli değil. vücudunuzun hamlığını attıktan sonra sırt, kanat ve omuz egzersizlerine ağırlık verin.
(git: www.google.com.tr
www.youtube.com
şu son linkteki hareket özellikle epey işinize yarar.
0
belirsiz biri
http://devpasupermarket.com/shop/product/viewProduct/129069/260bu kıbrıs'taki bir market. orada bizdeki gibi yüksek alkol vergisi yok biliyorum ama bu fiyat da bana çok fazla ucuz geldi. ithal değil mi bu ürün? yani ya dolarla ya da euro la alıyorlar. dolar neredeyse 3 lira euro 3 liradan da fazla.b
devpasupermarket.com
bu kıbrıs'taki bir market. orada bizdeki gibi yüksek alkol vergisi yok biliyorum ama bu fiyat da bana çok fazla ucuz geldi. ithal değil mi bu ürün? yani ya dolarla ya da euro la alıyorlar. dolar neredeyse 3 lira euro 3 liradan da fazla.
bu ürünün geliş fiyatı ne kadar ucuz olabilir ki böyle bir fiyata satabiliyorlar? sormak istediğim nasıl bu fiyata oluyor?
ayrıca bizdeki nasıl bir vergiymiş ki 5cl eksik 70lik adi bazooka votkası (yerli bu) bile 58 liraya satılıyor. ithal smirnoff bile bu fiyata satılabiliyorsa demek ki 70lik adi yerli votka vergi makul bir oranda olsa 5-10 lira arası bir şey olacak. ya da en fazla 15 lira. öyle mi?
bu kıbrıs'taki bir market. orada bizdeki gibi yüksek alkol vergisi yok biliyorum ama bu fiyat da bana çok fazla ucuz geldi. ithal değil mi bu ürün? yani ya dolarla ya da euro la alıyorlar. dolar neredeyse 3 lira euro 3 liradan da fazla.
bu ürünün geliş fiyatı ne kadar ucuz olabilir ki böyle bir fiyata satabiliyorlar? sormak istediğim nasıl bu fiyata oluyor?
ayrıca bizdeki nasıl bir vergiymiş ki 5cl eksik 70lik adi bazooka votkası (yerli bu) bile 58 liraya satılıyor. ithal smirnoff bile bu fiyata satılabiliyorsa demek ki 70lik adi yerli votka vergi makul bir oranda olsa 5-10 lira arası bir şey olacak. ya da en fazla 15 lira. öyle mi?
0
@mhm tahmin ettiğim gibi o zaman insanca bir vergi olsa en fazla 15 olacak. demek ki yüzde 60tan fazla vergi alınıyor bu hesapla. hımm.
0
bunu duty free'den 15€'ya aldım diye hatırlıyorum. Ona göre ucuz ama Türkiye'de her şeyde aşırı vergi var zaten.
0
yakında yeterli vergiyi verene aklollü içkiyi hediye edecekler, o derece. ortalama oran %120 civarındaydı en son.
0
arkadaşlar kıbrısa kışın ucuz biletle uçup içki alıp donuyorlar bende baye stok yapmıştım 2 senelik.
bundan daha ucuz marketler de var.
bundan daha ucuz marketler de var.
0
@babilbaligi: % 120 mi? bildiğim kadarıyla bir ürünün vergisi % 100ü geçemez diye bir madde vardı. o maddeyi de mi kaldırmış adamlar sırf zam yapabilmek için?
e o zaman bunun sonu yok. % 500e % 800e kadar da gidebilir. içki üreticileri ya da tüketiciler dava falan açmıyorlar mı bu konuda? ciddi haksızlık var çünkü. gerçi bu adamlar hayvan gibi dava açsalar ne olacak. dinlemezler.
e o zaman bunun sonu yok. % 500e % 800e kadar da gidebilir. içki üreticileri ya da tüketiciler dava falan açmıyorlar mı bu konuda? ciddi haksızlık var çünkü. gerçi bu adamlar hayvan gibi dava açsalar ne olacak. dinlemezler.
0
@jamswety: 1 litre sınırı yok mu ama? 1 litre için değmez ta oraya gitmeye. gerçi bu kadar vergiyle o bile daha ucuza gelir, evet.
0
100%'ü gayet rahat geçebiliyor sonuçta arabalarda mesela %135 ötv var sadece, artı 18% kdv ki ötv üzerinden hesaplanıyor.
0
galandar kostumu
baslık haber baslıgı gibi oldu. 30 olmasa da olur, hayatı komple degiştirmese de ama alıskanlıkların kemiklestigi, atılımların yavasladıgı dusunulen yaslardan sonra hayatını ya da yaşamında önemli seyleri degistiren var mı aramızda?su soru tutsa, şöyle güzel ilham hikayeleri okusak ne güzel olurdu d
baslık haber baslıgı gibi oldu. 30 olmasa da olur, hayatı komple degiştirmese de ama alıskanlıkların kemiklestigi, atılımların yavasladıgı dusunulen yaslardan sonra hayatını ya da yaşamında önemli seyleri degistiren var mı aramızda?
su soru tutsa, şöyle güzel ilham hikayeleri okusak ne güzel olurdu di mi?
su soru tutsa, şöyle güzel ilham hikayeleri okusak ne güzel olurdu di mi?
0
şöyle infographic'ler var ortalıkta, Y kuşağının hüsranına epey pansuman oluyor. sizi bir kaç ay daha götürür:
cdn-media-1.lifehack.org
geekguru.co.in
cdn-media-1.lifehack.org
geekguru.co.in
0
Var, erkek arkadaşım. Mühendisti. İşini bıraktı, Hindistan'a gitti, 3 ay kaldı, enerji şifası, masaj, meditasyon vs. öğrendi. Geldi burada çiftliklerde gönüllü çalıştı. Çeşitli doğa aktivitelerinde meditasyon eğitmenliği falan yapmaya başladı. Şimdi de evini kapatıp karavan alıyor, gezgin bir yaşam sürecek bundan sonra.
Erkek arkadaşım demiştim ama ayrılıyor olduğumuz anlaşılmıştır herhalde.
Erkek arkadaşım demiştim ama ayrılıyor olduğumuz anlaşılmıştır herhalde.
0
29 yaşındayım. Yaşama hevesi yeni yeni geliyor (bkz: kafası şimdi geldi). Her şeyi yeniden keşfediyor gibiyim, inanılmaz meraklı ve heyecanlıyim. Bugün ilk defa penceremin önüne kuşlar sebeplensin diye ekmekle su koydum mesela. Bunu yapmak bile gelmiyordu aklıma.
0
28 yaşında üniversiteye girdim. 2010'du sene. şimdi öğretmen olmayı bekliyorum, ayrıca bu eylül yüksek lisansa başlayacağım. iki yıl önce spora başladım 53 kiloydum (erkeğim) başladığımda, şimdi 72. spora başlamamdaki en önemli sebep alkol problemimdi. yaklaşık 15 yıldır yoğun bir şekilde içki içiyordum. sırtımda mor sivilceler çıkmaya başlamıştı. yemek de yemiyordum, durmadan içiyordum. üniversitede biraz azalmıştı ama bana göre azalmıştı. normal insanlara oranla hala çok içiyordum.
doktora gittim doktor bırakmazsan ölürsün dedi. nasıl bırakıcam dedim, spora başla dedi. hadi lan ne sporu dedim ama ben de ciddi bir sorunum olduğunun farkındaydım, işe yaramaz ama neyse dedim başladım, yaradı. kırk yılda bir içiyorum artık.garip bir şekilde canım istemiyor ve canımın istemiyor olması bana hala ilginç geliyor. yani hala ''ne alaka ya?'' diyorum ama bir alakası varmış sahiden de. bu arada ruh halim de epey düzeldi o kısımlarını anlatmıyorum. benim hayatımda otuzumdan sonraki en önemli değişiklik bunlar oldu sanırım. öğretmen olma yolunda ilerleme, içkiyi bırakma.
doktora gittim doktor bırakmazsan ölürsün dedi. nasıl bırakıcam dedim, spora başla dedi. hadi lan ne sporu dedim ama ben de ciddi bir sorunum olduğunun farkındaydım, işe yaramaz ama neyse dedim başladım, yaradı. kırk yılda bir içiyorum artık.garip bir şekilde canım istemiyor ve canımın istemiyor olması bana hala ilginç geliyor. yani hala ''ne alaka ya?'' diyorum ama bir alakası varmış sahiden de. bu arada ruh halim de epey düzeldi o kısımlarını anlatmıyorum. benim hayatımda otuzumdan sonraki en önemli değişiklik bunlar oldu sanırım. öğretmen olma yolunda ilerleme, içkiyi bırakma.
0
@celeron, ilk infografik çok güzel, içimi ferahlattı :D. stephen king hariç, fuck him.
0
Zor ihtimal , daha kötüye gitme ihtimali daha fazla .
Kimse olmaz , değişmez diyemez . Örnekler az olsa da var .
28 yaşındayken duvarda , insan 80 yaşında bile uzun vadeli planlar kurabilmeli , Yazıyordu .
28 yaşındayken bile her şey için geç geliyordu ,
Hala öyle .
Şey alman gerekiyor , riks , RİKS yapabilirsen olur .
Başarılar .
Kimse olmaz , değişmez diyemez . Örnekler az olsa da var .
28 yaşındayken duvarda , insan 80 yaşında bile uzun vadeli planlar kurabilmeli , Yazıyordu .
28 yaşındayken bile her şey için geç geliyordu ,
Hala öyle .
Şey alman gerekiyor , riks , RİKS yapabilirsen olur .
Başarılar .
0
29 yaşındayım, Türkiye'nin en büyük lan altyapısını yöneten ekipteyim geçen hafta istifa ettim çok daha ufak ölçekli ama daha çok şeyler öğrenebileceğim bir firmaya geçiyorum ve sevdiğim insanların yanına dönüyorum.
400 bin kişilik firmadan 30 kişilik firmaya geçiyorum diyeyim :)
herşey para değil
400 bin kişilik firmadan 30 kişilik firmaya geçiyorum diyeyim :)
herşey para değil
0
make a wish
oruç tutmuyorum. ama ailem bilmiyor. muhafazakar bir ailede yetiştiğim için şimdiye kadar açıkça söyleyemedim. mesela kandillerde filan ibadet etmiyorum diye annem üzülür ağlar. haftanın her günü "dua et" diye söylenir. biraz oflayıp puflasam "imanın zayıfladı" diye kızar. bu baskılara göğüs gerecek
oruç tutmuyorum. ama ailem bilmiyor. muhafazakar bir ailede yetiştiğim için şimdiye kadar açıkça söyleyemedim. mesela kandillerde filan ibadet etmiyorum diye annem üzülür ağlar. haftanın her günü "dua et" diye söylenir. biraz oflayıp puflasam "imanın zayıfladı" diye kızar. bu baskılara göğüs gerecek gücüm olmadığı için ve ailemi de üzmek istemediğim için yıllardır oruç tutuyomuş gibi davranıyorum. her gece onlarla sahura kalkıp yemek yiyorum. akşam işten gelince iftar saatine kadar bekliyorum. hafta sonları ise daha büyük çile oluyor. her gün bir bahane bulup dışarı çıkıyorum. hem uyku düzenim, hem beslenme düzenim alt üst oluyor. ne yapabilirim gerçekten bilmiyorum.doktora gidip oruç tutamaz raporu filan mı alsam?
not: tikler geç gelecek.
edit: birey olmakla ilgili eleştiren arkadaşlara şu kadar diyim, annem bana hamileyken oruç tutmuş ve bununla övünüyor. neyle mücadele ettiğimi anlamanız açısından..
not: tikler geç gelecek.
edit: birey olmakla ilgili eleştiren arkadaşlara şu kadar diyim, annem bana hamileyken oruç tutmuş ve bununla övünüyor. neyle mücadele ettiğimi anlamanız açısından..
0
abi söyleyin ya her sene bunun gibi onlarca duyuru entry görüyorum gerçekten üzülüyorum. Ben ateistim abim günde 5 vakit namaz kılar babam bayram namazlarına gider sadece annem namaz kılmaz ama muharrem ayında da ramazanda da oruç tutar.
Biz alevi bir aileyiz herkes istediği gibi yaşar anlıyorum sizi ama komşularımız var sizin gibi muhafazakar aile oğlu benim gibi ateist arkadaşım söyleyemiyor. Akşamları pub a falan gidiyoruz ramazanda bile gelir içer benimle. Ailesine iftara gidiyorum diye yalan söylüyor 25 yaşında nişanlı adam seneye evlenecek.
Ne diyeyim umarım sizde aşarsınız bunları, herkes birbirine karşı saygılı olur.
Biz alevi bir aileyiz herkes istediği gibi yaşar anlıyorum sizi ama komşularımız var sizin gibi muhafazakar aile oğlu benim gibi ateist arkadaşım söyleyemiyor. Akşamları pub a falan gidiyoruz ramazanda bile gelir içer benimle. Ailesine iftara gidiyorum diye yalan söylüyor 25 yaşında nişanlı adam seneye evlenecek.
Ne diyeyim umarım sizde aşarsınız bunları, herkes birbirine karşı saygılı olur.
0
aynı durumda sayılırız. ben bari boşa gitmesin diye oruç tutuyorum ama.
bi hastalık uydur. devamlı ilaç kullanman gerektiğini söyle.
bi hastalık uydur. devamlı ilaç kullanman gerektiğini söyle.
0
anlaşılan söylediğin zaman seni pek anlayışla karşılamayacaklar ondan dolayı,
hastalık bahanesi en mantıklısı gibi.
aspirini al her gün bir tane iç gitsin işte gözlerinin önünde.
ama tabi aspirin olduğunu çakmasınlar.
geçmiş olsun.
hastalık bahanesi en mantıklısı gibi.
aspirini al her gün bir tane iç gitsin işte gözlerinin önünde.
ama tabi aspirin olduğunu çakmasınlar.
geçmiş olsun.
0
bu kadar bağımlı olmayın ailenize ya. ben babama "sikerim orucunu tutmaycam işte lan" dedim. o zamandan beri tutmuyorum.
0
Ayni durumu yillarca yasadim. Yapacak birseyiniz yok. Tutmuyorum inanmiyorum deyip de durduk yere uzmeyin kadini. Bir ay disinizi sikin.
0
Rahatsizlaniyorum, basim donuyor falan de. "Tutamiyorum ben" diye soyle. Aile disindakilere de bir aciklama yapma, direkt tutmuyorum de.
0
Bence de boşuna tartışıp sorun çıkarmayın, nasıl olsa bu durum değişmeyecek ve herkes üzüldüğüyle kalacak. Ben iyi dayanıyorum falan deyip sahura kalkmayın, nasıl olsa gün içinde istediğiniz gibi yersiniz onlar görmediği sürece.
0
Bırak ağlasın abi ağlıyorsa. Yetişkin bir insan olarak kendi hayatını ilgilendiren kararları kendi özgür iradenle alacağını ister istemez kabul etmek zorunda. Benim ailem de aynı, ilk oruç tutmıycam dediğimde annem şehit annesi gibi feryat etmeye başladı. Sonra noldu alıştı. Hayatı anne babamız için yaşamıyoruz ki, onlar üzülmeyecek diye kendimizden ödün verdikçe biz üzülüyoruz. Hayat geçmez öyle.
0
ay kıyamam ya, beslenme düzeni altüst oluyormuş prensesimizin... Bu ateistlerin ortak noktaları da kesinlikle merhamet ve vicdan duygusundan yoksun olmaları. verdikleri cevaplardan belli. her şeyin merkezine kendilerini oturtmuşlar, aman senin kararınmışmış... Kendi kafalarını kendileri yıkıyorlar heralde...
0
asşlkflsdfd lan 16 saat aç susuz kalıyorsun, yunan tanrısı zeus'u mu koysun bunun merkezine, tabii ki kendini koyacak. birileri oruç tutmadı diye aç susuz kalan insanlar mı var ki vicdana bağlamışsınız. sadece oruç tutunca iyilik yapacak kadar sığırsanız problemi kendinizde arayın.
0
Senin durumun benim kuzenlerime benziyor. Onların da ailesi böyle, kurulu saat gibi hatırlatıyorlar hep. Onları etkilemiyor ibadet ediyorlar fakat ben olsam ters teperdi.
Kaç yaşındasın? Bence oruç tutmadığını bilmeliler, inceldiği yerden kopsun. Bu senin kişisel bir eşiğin, kaç yaşına kadar böyle gizleyeceksin? Kişiliğini kanıtlaman için bahane uydurmaksızın söylemelisin tutmadığını.
Kaç yaşındasın? Bence oruç tutmadığını bilmeliler, inceldiği yerden kopsun. Bu senin kişisel bir eşiğin, kaç yaşına kadar böyle gizleyeceksin? Kişiliğini kanıtlaman için bahane uydurmaksızın söylemelisin tutmadığını.
0
ben de ateistim ve bunu evdekilerden sadece kardeşim biliyor. o da ateist çünkü. ben biraz ikna kabiliyetimi kullanıyorum. tutamıyorum diyorum. halsizim diyorum. onun yerine gönüllerini almak için gece kalkıp sahur hazırlıyorum, çay demliyorum. istedikleri bir yemek/atıştırmalık varsa hazırlıyorum ve onları uyandırıp yatıyorum. annem yorulmasın diye bulaşık yemek gibi işleri de yapıyorum. bu şekilde kimsenin canı sıkılmıyor. bana da eziyet olmuyor ayrıca annemin yükünü hafiflettiğim için de mutlu oluyorum.
0
anlamadığım, kuran'ın neresinde (hangi tarikatta, hangi mezhepte, hangi hacıda-hocada demiyorum bak. kuran'da hiç birine yer yok çünkü.) "aman annenizi babanızı üzmemek için onlara yalan söyleyin, oruç tutuyormuş gibi yapın" diyor? da, buna riayet edilmemesini belirtenler merhamet ve vicdan duygusundan yoklukla itham ediliyor.. sakın sen o ithamı yaparken, dürüstlükten ve adillikten (ki ikisi de merhamet ve vicdan içerir) yoksun olmayasın? çoğenteresan gerçekten..
olaya bir de şuradan bakmaya ne dersiniz;
asıl sizden ısrarla oruç tutmanızı, namaz kılmanızı vs yapmanızı isteyen anne-babaların kuran'dan dinden haberleri yok olabilir mi? dinde zorlama yok, tebliğ var. herkes kendinden mesul, başkasını ibadet etmeye zorlayarak sevap kazanılmıyor...
olaya bir de şuradan bakmaya ne dersiniz;
asıl sizden ısrarla oruç tutmanızı, namaz kılmanızı vs yapmanızı isteyen anne-babaların kuran'dan dinden haberleri yok olabilir mi? dinde zorlama yok, tebliğ var. herkes kendinden mesul, başkasını ibadet etmeye zorlayarak sevap kazanılmıyor...
0
yaşınızı bilmiyorum ama bu kadar da yumuşak başlı olmayın ailenize karşı, onların çocuğu olabilirsiniz ama onların malı ya da kölesi falan değilsiniz. şu hayatta kimse kimsenin sahibi değil, o kadar uzun boylu değil yani. yaş, iş, eğitim durumunuz müsaitse ayrılın evden kendi başınıza ya da güvendiğiniz bir arkadaşınızla yaşayın. böyle hayat mı geçer bir sorun kendinize.
babam umursamaz ama annem oruç tutuyor her sene, beş vakitte namaz kılar ama ben canım istiyorsa ramazanda içki içerim mesela. aile de olsa, anne baba da olsa bazı sınırlar olması lazım bence. illa kırmanıza bağırıp çağırmanıza gerek yok ''istemiyorum'' diyeceksiniz. bu kadar basit. ''hayır'' diyeceksiniz. kırılcak gücencek bir şey yok bunda. hayır lafı çıksın ağzınızdan, insanlara hayır istemiyorum demekten korkmayın bu kadar. kırılıyorlarsa da yapacak bir şey yok. birey olmakla alakalı bir durum bu. dünyada birbiriyle aynı olan iki tane bile insan yok. her bir insanın iç dünyası, fikirleri, dünyayı görme biçimleri farklı. şunun şurasında yaşayacağınız 60-70 yıl onu da yok kırmayayım yok üzmeyeyim diye heba etmenin mantığı ne? öldükten on sene sonra kemiğiniz kalmayacak çürüyüp gideceksiniz üç metre toprağın altında bu ilk ve son şansınız bu kadar hayatı ertelemenin manası ne?
ben şu durumları gerçekten anlamıyorum ve bu tip şeylere cidden sinirleniyorum. kafanıza birey olduğunuzu, kimsenin kuklası olmadığınızı iyice bir sokun önce. sonra da hayatınızı yaşamaya başlayın. yoksa ömür geçmez böyle. tiyatro oynuyorsunuz. bu kadar diyeceklerim.
babam umursamaz ama annem oruç tutuyor her sene, beş vakitte namaz kılar ama ben canım istiyorsa ramazanda içki içerim mesela. aile de olsa, anne baba da olsa bazı sınırlar olması lazım bence. illa kırmanıza bağırıp çağırmanıza gerek yok ''istemiyorum'' diyeceksiniz. bu kadar basit. ''hayır'' diyeceksiniz. kırılcak gücencek bir şey yok bunda. hayır lafı çıksın ağzınızdan, insanlara hayır istemiyorum demekten korkmayın bu kadar. kırılıyorlarsa da yapacak bir şey yok. birey olmakla alakalı bir durum bu. dünyada birbiriyle aynı olan iki tane bile insan yok. her bir insanın iç dünyası, fikirleri, dünyayı görme biçimleri farklı. şunun şurasında yaşayacağınız 60-70 yıl onu da yok kırmayayım yok üzmeyeyim diye heba etmenin mantığı ne? öldükten on sene sonra kemiğiniz kalmayacak çürüyüp gideceksiniz üç metre toprağın altında bu ilk ve son şansınız bu kadar hayatı ertelemenin manası ne?
ben şu durumları gerçekten anlamıyorum ve bu tip şeylere cidden sinirleniyorum. kafanıza birey olduğunuzu, kimsenin kuklası olmadığınızı iyice bir sokun önce. sonra da hayatınızı yaşamaya başlayın. yoksa ömür geçmez böyle. tiyatro oynuyorsunuz. bu kadar diyeceklerim.
0
Aile takıntılıysa doktot raporuna da önem vermez, tansiyon hastası şeker hastası adamların şifa oruçta diye doktora rağmen tuttuklarını biliyoruz.
Aşırı çocuklu, aşiretten hallice, belirli sabit fikirlere sahip bir Anadolu ailesine mensupsanız yalan söylemeye devam edin, boş yere başınız ağrımasın.
Eğer daha çekirdek aile tipli, üyelerinin hoşgörülü ve okuyup yeni şeyler öğrenmeye açık olduğu bir aile tipine mensupsanız, açıkça konuşun.
Aşırı çocuklu, aşiretten hallice, belirli sabit fikirlere sahip bir Anadolu ailesine mensupsanız yalan söylemeye devam edin, boş yere başınız ağrımasın.
Eğer daha çekirdek aile tipli, üyelerinin hoşgörülü ve okuyup yeni şeyler öğrenmeye açık olduğu bir aile tipine mensupsanız, açıkça konuşun.
0
belirsiz biri
merhaba,hemen hemen her sosyal çevreden kadının (eğitim almamış, üniversiteli vs.), gözlemlediğim kadarıyla, erkeklere oranla daha dindar eğilimlerde olduğunu düşünüyordum. biraz araştırma yapınca şu tip şeyler buldum: https://www.psychologytoday.com/blog/the-secular-life/201409/why-are-women-more-r
merhaba,
hemen hemen her sosyal çevreden kadının (eğitim almamış, üniversiteli vs.), gözlemlediğim kadarıyla, erkeklere oranla daha dindar eğilimlerde olduğunu düşünüyordum. biraz araştırma yapınca şu tip şeyler buldum:
www.psychologytoday.com
www.theguardian.com
(git: www.oxfordscholarship.com:oso/9780199608102.001.0001/acprof-9780199608102)
bu makalelerde de özet olarak kadınların erkeklere oranla çok daha dindar olduklarından, bu konuda çok daha hassas olduklarından ve genel olarak bunların sebeplerinden bahsediliyor.
din çok erkek egemen bir alan. tamamen erkeklerin domine ettiği bir alan hatta. bu makalelerde de kısmen değinilmiş ama ben sizlerin fikirlerini de merak ediyorum. erkeklerin kontrolündeki bir alana kadınların bu kadar (erkeklerden bile daha fazla) sahip çıkmasının sebebi ne olabilir sizce? stockholm sendromu mu bu? çünkü dinin (hangisi olduğu farketmeksizin) kadınlar üzerindeki tutumu erkeklere olan tutumundan çok daha sert. her dinde erkekler biraz daha rahat bırakılmışlar yani. cevap bu olabilir mi?
not: entelektüel çevrede birçok ateist kadın olduğunun farkındayım, ilk makalede de bundan bahsedilmiş zaten ama dar çevreden çıkıp genele inildiğinde durum tersine dönüyor.
hemen hemen her sosyal çevreden kadının (eğitim almamış, üniversiteli vs.), gözlemlediğim kadarıyla, erkeklere oranla daha dindar eğilimlerde olduğunu düşünüyordum. biraz araştırma yapınca şu tip şeyler buldum:
www.psychologytoday.com
www.theguardian.com
(git: www.oxfordscholarship.com:oso/9780199608102.001.0001/acprof-9780199608102)
bu makalelerde de özet olarak kadınların erkeklere oranla çok daha dindar olduklarından, bu konuda çok daha hassas olduklarından ve genel olarak bunların sebeplerinden bahsediliyor.
din çok erkek egemen bir alan. tamamen erkeklerin domine ettiği bir alan hatta. bu makalelerde de kısmen değinilmiş ama ben sizlerin fikirlerini de merak ediyorum. erkeklerin kontrolündeki bir alana kadınların bu kadar (erkeklerden bile daha fazla) sahip çıkmasının sebebi ne olabilir sizce? stockholm sendromu mu bu? çünkü dinin (hangisi olduğu farketmeksizin) kadınlar üzerindeki tutumu erkeklere olan tutumundan çok daha sert. her dinde erkekler biraz daha rahat bırakılmışlar yani. cevap bu olabilir mi?
not: entelektüel çevrede birçok ateist kadın olduğunun farkındayım, ilk makalede de bundan bahsedilmiş zaten ama dar çevreden çıkıp genele inildiğinde durum tersine dönüyor.
0
kadınlar daha zayıf, daha özgüvensiz, daha duygusal, daha bağımlı. bu da "sığınacak dal" gereksinimini artırıyor. "tanrı" kavramı kadınlar için ideal bir sığınacak dal. sonsuz kudretli, sonsuz merhametli, sonsuz iyilik sever, sonsuz affedici, sonsuz bilge, vs.
0
Evrimsel psikolojiyi kullanarak götümden şöyle bir tez sallıyorum:
Kadınların erkeklere göre empatisi, duyguları ve iletişim kurma becerileri daha üstün olacak şekilde evrimleşmiştir.Bunun en büyük sebebi kadınların bebeklerini anlamak, onlarla empati kurmak zorunda olmasıdır.Hatta deneylerle kanıtlanmış ki annelere kendi bebeklerinin dışkılarının kokusu daha az iğrenç gelmekteymiş, bu da bebeklerine olan psikolojik bağlılığın biyolojilerine de yansıdığına bir kanıt bence.
Dinlere gelelim. Dinler de aynı insanlar gibi evrim geçirmişlerdir.Önce avcı-toplayıcı zamanlarda ateşe tapmışlardır. Ateş bebeklerini yırtıcılara karşı korumuş, onları ısıtmıştır. Yemeklerini pişirmiştir.
Tarım toplumuyla beraber yine bereket tanrıları ortaya çıkmıştır. Bu tanrıların kullarına verdiği ekinler yine annelerin bebeklerinin karnını doyurmuş, onlara hayat vermiştir.
Bu açıdan düşünüldüğünde kadınlar kendinden önce bebekleri için dine daha bağımlı hale gelmiş olabilirler. İnandıkları şeyler elbette gerçek değil ama onlara manevi destek sağlayacak yapılar olmuştur.
Şimdi diyeceksiniz ki ee 4 büyük din ne olacak, kadınlar hep aşağılanıp erkek egemen olmuş vs?
4 büyük din çıkalı 2000-3000 yıl olmamışken insanlık tarihinin %99'u avcı toplayıcı olarak geçmiştir. Buradan hangisinin insan psikolojisinde ve biyolojisinde daha büyük etkiyi bırakacağı çıkarılabilir. Ayrıca buz çağını da atlamamak gerek bu dönemde ama yazı çok uzayacak.
Dinleyenlere teşekkürler.
Kadınların erkeklere göre empatisi, duyguları ve iletişim kurma becerileri daha üstün olacak şekilde evrimleşmiştir.Bunun en büyük sebebi kadınların bebeklerini anlamak, onlarla empati kurmak zorunda olmasıdır.Hatta deneylerle kanıtlanmış ki annelere kendi bebeklerinin dışkılarının kokusu daha az iğrenç gelmekteymiş, bu da bebeklerine olan psikolojik bağlılığın biyolojilerine de yansıdığına bir kanıt bence.
Dinlere gelelim. Dinler de aynı insanlar gibi evrim geçirmişlerdir.Önce avcı-toplayıcı zamanlarda ateşe tapmışlardır. Ateş bebeklerini yırtıcılara karşı korumuş, onları ısıtmıştır. Yemeklerini pişirmiştir.
Tarım toplumuyla beraber yine bereket tanrıları ortaya çıkmıştır. Bu tanrıların kullarına verdiği ekinler yine annelerin bebeklerinin karnını doyurmuş, onlara hayat vermiştir.
Bu açıdan düşünüldüğünde kadınlar kendinden önce bebekleri için dine daha bağımlı hale gelmiş olabilirler. İnandıkları şeyler elbette gerçek değil ama onlara manevi destek sağlayacak yapılar olmuştur.
Şimdi diyeceksiniz ki ee 4 büyük din ne olacak, kadınlar hep aşağılanıp erkek egemen olmuş vs?
4 büyük din çıkalı 2000-3000 yıl olmamışken insanlık tarihinin %99'u avcı toplayıcı olarak geçmiştir. Buradan hangisinin insan psikolojisinde ve biyolojisinde daha büyük etkiyi bırakacağı çıkarılabilir. Ayrıca buz çağını da atlamamak gerek bu dönemde ama yazı çok uzayacak.
Dinleyenlere teşekkürler.
0
@utkumon; içgüdüsel olması konusunda haklısın sanırım. bana da baba figürü, koruyucu, kollayıcı erkek tanrı olduğu için böyleymiş gibi geliyor. çünkü büyük dinlerin kullandığı dile bakarsak, bu bariz söylenmese bile, tanrı ya da allah erkek. erkek olduğuna dair çok güçlü vurgular var kutsal metinlerde.
tanrının karşı cins olmasının bir etkisi var bence. mesele bir şey iddia edeyim eğer tanrı başından beri kadın olarak vurgulansaydı bence bu sefer tam tersi olacak ve kadınlardan çok erkekler inanacaktı. bence burada bir çeşit ters kutuplar durumu var.
mesela avrupa ya da amerika'da devriye gezen polislerin biri kadın biri erkek olur çoğunlukla. bunun sebebi ise müdahale edecekleri, konuşacakları (fiziksel müdahaleden bahsetniyorum) kişi erkekse kadın polis konuşuyor, kadınsa da erkek polis. bunun sebebi insanların karşı cinse karşı daha yumuşak başlı olması, karşı cinsi dinlemeye daha eğilimli olması. yani birbirlerine nazı daha çok geçiyor gibi bir durum var.
burada da buna benzer bir durum var sanki.
not: bunların hiçbiri zayıflık belirtisi değil bu arada. en azından benim fikrimce değil. karşı cinse olan eğilimle, toleransla alakalı içgüdüsel bir durum bence.
tanrının karşı cins olmasının bir etkisi var bence. mesele bir şey iddia edeyim eğer tanrı başından beri kadın olarak vurgulansaydı bence bu sefer tam tersi olacak ve kadınlardan çok erkekler inanacaktı. bence burada bir çeşit ters kutuplar durumu var.
mesela avrupa ya da amerika'da devriye gezen polislerin biri kadın biri erkek olur çoğunlukla. bunun sebebi ise müdahale edecekleri, konuşacakları (fiziksel müdahaleden bahsetniyorum) kişi erkekse kadın polis konuşuyor, kadınsa da erkek polis. bunun sebebi insanların karşı cinse karşı daha yumuşak başlı olması, karşı cinsi dinlemeye daha eğilimli olması. yani birbirlerine nazı daha çok geçiyor gibi bir durum var.
burada da buna benzer bir durum var sanki.
not: bunların hiçbiri zayıflık belirtisi değil bu arada. en azından benim fikrimce değil. karşı cinse olan eğilimle, toleransla alakalı içgüdüsel bir durum bence.
0
Konuya yorum yapmaya gelmedim, sadece bahsettiğin şeyin stockholm sendromu ile alakası yok.
0
Kadınların Allah belasını versin, bok gibi insanlar, deyip konuyu kapatın bence. Paragraf paragraf tex yazmaya gerek yok.
0
çevremde böyle bir şey gözlemlemedim ben. aksine erkekler daha bağnaz olur gibi geliyor. çünkü malum dinleri ortada, inandıkları peygamberin yaptıkları belli. inanmak isteyen adamın işine geliyordur.
kadınım, inanmıyorum.
kadınım, inanmıyorum.
0
zamaninda, yasadışı örgütlere üye olan kadinlarda örgüte bağlilik bir erkeğe göre daha fazla olabiliyor diye bir bilgi edinmistim. din konusunda bir şey diyemeyecegim.
ayrica dediginin stockholm sendromuyla ilgisi yok.
ayrica dediginin stockholm sendromuyla ilgisi yok.
0
neden stockholm sendromu dediğime açıklık getireyim: bu ''captivated'' denilen durum var bildiğim kadarıyla. büyülenmek anlamına geliyor ama bedenin değil de ruhun ve/veya zihnin esir alınması anlamında da kullanılıyor. dinlerin de benzer bir şey yaptığını düşündüğüm için öyle dedim. hatta dinler belli ölçülerde bedenin kontrolünü de alıyorlar. ritüeller, oruç vb. buna esir alınma denir mi? bence bir anlamda evet. sonuçta bu ritülleri hayatınız boyunca takip ederek belli, fasit bir döngünün içine giriyorsunuz.
0
Benim dikkatimi ceken sey de astrolojiye inananlarin cogunun (bana sorarsaniz %80'i falan) kadin olmasi.
Sebebini sorarsan daha duygusal olmalarina bagliyorum ben. Erkeklere kiyasla materyalizmden daha uzaklar, bu da soyut dunyalarla iyi gecinmelerini sagliyor olabilir.
Sebebini sorarsan daha duygusal olmalarina bagliyorum ben. Erkeklere kiyasla materyalizmden daha uzaklar, bu da soyut dunyalarla iyi gecinmelerini sagliyor olabilir.
0
pavlis
Tercihim viski ama başka şeyleri de deneyebilirim.Öneriniz var mı, fiyatı nedir?
Tercihim viski ama başka şeyleri de deneyebilirim.
Öneriniz var mı, fiyatı nedir?
Öneriniz var mı, fiyatı nedir?
0
Sarhoş olmak için değil de ağzının tadını bozmayan güzel bi şeyler içmek istersen Baileys <3 buz gibi olcak ama. Kadın içkisi o diyenlere aldırma :D
0
f/p olarak her daim viskidir, belki bazen indirimlerle ithal şaraplar olabilir(migros bazen stok eritmek için melen ve frontera fiyatlarını indiriyor, carrefour'da çok uyguna fransız şarapları var)
kilo almamak için: viski>votka&şarap>malt bira>şekerli bira
ek olarak alkol açlık hissettirir, bu durumlarda yağlı yememeye dikkat edin =)
iç organ yağlanması sıkıntı
kilo almamak için: viski>votka&şarap>malt bira>şekerli bira
ek olarak alkol açlık hissettirir, bu durumlarda yağlı yememeye dikkat edin =)
iç organ yağlanması sıkıntı
0
Mümkünse viski olarak değilde şunu al fiyatı da şu ya da şu civardaydı diye öneri yapar mısınız? Teşekkürler herkese
0
Viski oyle ucuz degil yahu. Ya da ucuzunu ben icmiyorum gercu, JB filan zehir gibi geliyor.
Rom iyidir.
Rom iyidir.
0
eczaneden etil alkol alacaksın, %96 saflıkta, içilebilir. Tam bir buçuk katı kadar su katarsan, votka olur. üstüne meyvesuyu boca edip içeceksin.
1 litre saf alkol 20 TL'ye gelmiş olacak, bundan 2.5 Litre votka elde edeceksin.
dalga geçiyorum sanma, ben böyle yapıyorum. Etil alkol yerine metil alkol almadığın sürece kör de olmazsın.
tanıdık eczacı gerekebilir tabi. rastgele bir yere girip sorma.
1 litre saf alkol 20 TL'ye gelmiş olacak, bundan 2.5 Litre votka elde edeceksin.
dalga geçiyorum sanma, ben böyle yapıyorum. Etil alkol yerine metil alkol almadığın sürece kör de olmazsın.
tanıdık eczacı gerekebilir tabi. rastgele bir yere girip sorma.
0
3 tane kırmızı tuborg. 7.25x3= 21.75 lira. gayet kafa yapıcıdır.
0
diğer içimi kolay ve lezzetli olanlar için johnny double black ve single maltlardan coal ila, glenfiddich güzel.
j&b kötü, ballantines orta halli, walker red label leş gibi, chivas orta halli, jack daniels da orta gider. ama bunlara vereceğin parayla malt alamıyorsan git passport al.
j&b kötü, ballantines orta halli, walker red label leş gibi, chivas orta halli, jack daniels da orta gider. ama bunlara vereceğin parayla malt alamıyorsan git passport al.
0
1lt ballantines içtim geçen kafası pek yoktu, beğenmedim. Bana daha sert şeyler lazım sanırım
0
haa bir de jim beam red stag efsane lezzetlidir.
bulabilirsen jameson dark spice da hoş, damakta iyi tat bırakır
bulabilirsen jameson dark spice da hoş, damakta iyi tat bırakır
0
ben tam bir fakir olarak her içeceğim zaman votka alıyorum. 70'lik fiyatları 55 ile 70 lira arasında değişiyor markasına göre. içeçeğim zaman öğleden sonra 2 buçuk 3 gibi başlıyorum, gece nasıl yattığımı hatırlamıyorum.
bazen hepsi bitmemiş oluyor tabii o zaman kalanı da hafif bir kahvaltı yaptıktan sonra ertesi gün içmeye devam ediyorum (burda saat önemli değil artık). yalnız işin bu kısmı biraz tehlikeli, kısır döngü olabiliyor çünkü böyle. gerçi para bitince döngü de kırılıyor.
bazen hepsi bitmemiş oluyor tabii o zaman kalanı da hafif bir kahvaltı yaptıktan sonra ertesi gün içmeye devam ediyorum (burda saat önemli değil artık). yalnız işin bu kısmı biraz tehlikeli, kısır döngü olabiliyor çünkü böyle. gerçi para bitince döngü de kırılıyor.
0
0
%47,5 gibi bir şey gördüm derecesini. tanqueray cin. cin kafasını severim. sabaha mis gibi uyanırsın.
0
eskizi bitmeyen mimar
klibin başında bir kız bir erkek sırtları birbirine dönük metroda oturmuşlar kız sigara içiyordu. sonra metroya polisler bi de saldırgan bir grup genç geliyordu. lütfen ismini söyleyin. sürekli dinlediğim bi şarkı ama hatırlayamıyorum
klibin başında bir kız bir erkek sırtları birbirine dönük metroda oturmuşlar kız sigara içiyordu. sonra metroya polisler bi de saldırgan bir grup genç geliyordu. lütfen ismini söyleyin. sürekli dinlediğim bi şarkı ama hatırlayamıyorum
0
belirsiz biri
merhabalar;kan sayımı hormon sayımını da içeriyor mu? yoksa ikisi farklı şeyler mi? 2014'ten beri düzenli olarak spor yapıyorum ama farklı hiçbir şey yapmamama rağmen son birkaç aydır hiç hissetmediğim kadar kötü hissetmeye başladım. vücut enerjim tamamen çekilmiş gibi. o yüzden ikisine de baktırayı
merhabalar;
kan sayımı hormon sayımını da içeriyor mu? yoksa ikisi farklı şeyler mi?
2014'ten beri düzenli olarak spor yapıyorum ama farklı hiçbir şey yapmamama rağmen son birkaç aydır hiç hissetmediğim kadar kötü hissetmeye başladım. vücut enerjim tamamen çekilmiş gibi. o yüzden ikisine de baktırayım diyorum.
ve son bir soru daha: bu ikisi ne olup bittiğiyle ilgili bir fikir verir mi?
not: spora başlamadan önce 2013'te sanırım, tam çekup olmuştum. her şey normal çıkmıştı.
kan sayımı hormon sayımını da içeriyor mu? yoksa ikisi farklı şeyler mi?
2014'ten beri düzenli olarak spor yapıyorum ama farklı hiçbir şey yapmamama rağmen son birkaç aydır hiç hissetmediğim kadar kötü hissetmeye başladım. vücut enerjim tamamen çekilmiş gibi. o yüzden ikisine de baktırayım diyorum.
ve son bir soru daha: bu ikisi ne olup bittiğiyle ilgili bir fikir verir mi?
not: spora başlamadan önce 2013'te sanırım, tam çekup olmuştum. her şey normal çıkmıştı.
0
psikolojik olabilir mi? Özellikle iş kaynaklı tatminsizlik,stres insanın bütün enerjisini sömürür.
0
@fiorentina: evet o da geldi aklıma, olabilir ama çok da depresif hissetmiyorum. zaten eğer tahliller normal çıkarsa bir tek o ihtimal kalacak geriye. insanın depresyonda olduğunu anlamama ihtimali var mı acaba?
0
depresyon ve burn-out olmak, stresli olmak çok farklı şeylerdir. Kişi depresyonun çok ötesinde, mutlu bir hayat sürerken burn out olabilir.
depresyon üst seviye bir psikolojik durum diye düşünürüm hep. eğer böyle bir hissiyatınız yoksa, depresyonda değilsinizdir.
1. hergün işe giderken keyif alıyor musunuz yoksa uzun süredir lanet ederek mi kalkıyorsunuz yataktan? yoksa mesainin bitmesini mi bekliyorsunuz?
2. yaptığınız şey manalı geliyor mu size?
3. istediğiniz işi yapıyor musunuz?
4. başkalarının hayatını fazlasıyla pozitif buluyor, biraz imreniyor musunuz?
Bu tür sorular yaptığınız iş ile ilgili tatmin seviyenizi ve burn out olup olmadığınızı ölçmekte yardımcı olabilir. Depresyon için sanırım ancak işin profesyoneli hakkıyla bir destek verebilir.
depresyon üst seviye bir psikolojik durum diye düşünürüm hep. eğer böyle bir hissiyatınız yoksa, depresyonda değilsinizdir.
1. hergün işe giderken keyif alıyor musunuz yoksa uzun süredir lanet ederek mi kalkıyorsunuz yataktan? yoksa mesainin bitmesini mi bekliyorsunuz?
2. yaptığınız şey manalı geliyor mu size?
3. istediğiniz işi yapıyor musunuz?
4. başkalarının hayatını fazlasıyla pozitif buluyor, biraz imreniyor musunuz?
Bu tür sorular yaptığınız iş ile ilgili tatmin seviyenizi ve burn out olup olmadığınızı ölçmekte yardımcı olabilir. Depresyon için sanırım ancak işin profesyoneli hakkıyla bir destek verebilir.
0
bunkerhill beggar
şarkıda bir tek freedom lafını anladım :\ böyle 80'ler gibi. the doors gibi. joy fm ara ara çalıyor. bir bilen arıyorum ama umutlu da değilim..
şarkıda bir tek freedom lafını anladım :\ böyle 80'ler gibi. the doors gibi. joy fm ara ara çalıyor. bir bilen arıyorum ama umutlu da değilim..
0
0
susuz koye hamam
böyle yabancı bi site var mı ? yüklenen fotoğraf oylansın yorumlansın falan basit arayüzlü bi site.
böyle yabancı bi site var mı ? yüklenen fotoğraf oylansın yorumlansın falan basit arayüzlü bi site.
0
selam
imgur içerisinde şöyle bir şey var: imgur.com ben de arada sırada girer bakarım.
benim de aklıma gelmişti böyle bir site. mesela ismi direk ''rate me'' olan ya da bu mantıkla çalışan bir site yok. kurulabilir aslında.
imgur içerisinde şöyle bir şey var: imgur.com ben de arada sırada girer bakarım.
benim de aklıma gelmişti böyle bir site. mesela ismi direk ''rate me'' olan ya da bu mantıkla çalışan bir site yok. kurulabilir aslında.
0
yineiyisinoxford
6-7 sene önce çıkan klipte gece yarısı el feneriyle yolun ortasında yürüyen adam veya adamlar vardı.Yabancı bir gruba aitti sanırsam şarkı.
6-7 sene önce çıkan klipte gece yarısı el feneriyle yolun ortasında yürüyen adam veya adamlar vardı.
Yabancı bir gruba aitti sanırsam şarkı.
Yabancı bir gruba aitti sanırsam şarkı.
0
baknedicem
our business hours 09:00-17:30pm local time.(GMT +2 İstanbul )it cannot take place outside these hours and we want to turkish language supportprovide a time between this limits Please find attached the pictureyukarıdaki paragrafta hatalı olan yerleri düzeltirmisiniz ?
our business hours 09:00-17:30pm local time.(GMT +2 İstanbul )
it cannot take place outside these hours and we want to turkish language support
provide a time between this limits Please find attached the picture
yukarıdaki paragrafta hatalı olan yerleri düzeltirmisiniz ?
it cannot take place outside these hours and we want to turkish language support
provide a time between this limits Please find attached the picture
yukarıdaki paragrafta hatalı olan yerleri düzeltirmisiniz ?
0
önerilerim;
ilk cümleye between...and ya da from...to kalıbı gelebilir,
ikinci cümle it won't take ile başlayıp outside yerine except denilebilir, ayrıca want to kalıbından sonra support daha doğru gibi,
üçüncü cümlede metnin geneline bakınca provide değil de adjust daha uygun gibi. yani; please adjust your date (appointment, schedule vs.) within office hours gibi.
son olarak: see the attachment ya da please find the attached file.
ilk cümleye between...and ya da from...to kalıbı gelebilir,
ikinci cümle it won't take ile başlayıp outside yerine except denilebilir, ayrıca want to kalıbından sonra support daha doğru gibi,
üçüncü cümlede metnin geneline bakınca provide değil de adjust daha uygun gibi. yani; please adjust your date (appointment, schedule vs.) within office hours gibi.
son olarak: see the attachment ya da please find the attached file.
0
belirsiz biri
merhabalar;2005'te uçurulduğunu sandığım sözlük hesabımın kimdir nedirden merak edip öylesine bakarken ''kayıp, çaylak'' olarak hala durduğunu gördüm. şu andaki hesabımı da zaten o uçurulduğu için almıştım ama duruyor gözüküyor ve hala durduğunu görünce de açıkcası biraz şaşırdım.sormak istediğim bu
merhabalar;
2005'te uçurulduğunu sandığım sözlük hesabımın kimdir nedirden merak edip öylesine bakarken ''kayıp, çaylak'' olarak hala durduğunu gördüm. şu andaki hesabımı da zaten o uçurulduğu için almıştım ama duruyor gözüküyor ve hala durduğunu görünce de açıkcası biraz şaşırdım.
sormak istediğim bu hesapla ilgili bir şey yapabilir miyim? yeniden aktive edilebilir mi? mesela bunu kapattırıp onu kullanmaya başlayıp, bu hesap altındaki tüm yazıları da oraya aktarabilir miyim? neden ki derseniz; o hesabın benim için anlamı şu andaki hesabımdan çok daha farklıydı, güzel bir hikayesi vardı yani.
iyi akşamlar.
2005'te uçurulduğunu sandığım sözlük hesabımın kimdir nedirden merak edip öylesine bakarken ''kayıp, çaylak'' olarak hala durduğunu gördüm. şu andaki hesabımı da zaten o uçurulduğu için almıştım ama duruyor gözüküyor ve hala durduğunu görünce de açıkcası biraz şaşırdım.
sormak istediğim bu hesapla ilgili bir şey yapabilir miyim? yeniden aktive edilebilir mi? mesela bunu kapattırıp onu kullanmaya başlayıp, bu hesap altındaki tüm yazıları da oraya aktarabilir miyim? neden ki derseniz; o hesabın benim için anlamı şu andaki hesabımdan çok daha farklıydı, güzel bir hikayesi vardı yani.
iyi akşamlar.
0
ne gerek var ki? dursun işte iki hesap da. çoklu hesap kullanımı yıllardır serbest nasıl olsa.
0
2 farklı hesaptan birbirine zıt görüşler yazarak tartışma başlat ve arkana yaslan sazanların kapışmasını izle. çok zevkli oluyor tavsiye ederim :)
0
peki nasıl aktive edilir bu hesap? kayıt olurken verdiğimi düşündüğüm mail adresime baktım orada bu eski hesapla ilgili bir şey yoktu. 10 yıldan fazla oldu gerçi belki silinmiştir. yönetime mi mesaj atmak gerekir acaba?
0
bu hesabından yedekleri (xml dosyası) al.
yönetime mesaj atıp o hesaba geçmek istediğini ve bu hesaptaki entryleri o hesaba eklemek istediğini söyle. yaparlar herhalde.
eskiden her şey açıktı. şimdi yönetimde kim var, nasıl ulaşılır bilemiyoruz.
yönetime mesaj atıp o hesaba geçmek istediğini ve bu hesaptaki entryleri o hesaba eklemek istediğini söyle. yaparlar herhalde.
eskiden her şey açıktı. şimdi yönetimde kim var, nasıl ulaşılır bilemiyoruz.
0
O hesabı kullanırken kayıt olduğun mail adresini biliyorsan şifreni alabilirsin ama zaten çaylakmışsın, aktive etsen de şu an için kullanamazsın. Onun dışında, şu an kullandığın hesabındaki entry'leri ancak manuel olarak diğer hesaba taşıyabilirsin. Sözlük yönetimi böyle bir işlemde bulanmaz.
0
dieselsingle2
Ben genelde loş ışığı basar film patlatirim. Ya da elektronik müzik + milletle geyikAncak bu gecenin konuğu ahmet kaya. Napiyoruz? Aklıma hiç fikir gelmiyor.
Ben genelde loş ışığı basar film patlatirim. Ya da elektronik müzik + milletle geyik
Ancak bu gecenin konuğu ahmet kaya. Napiyoruz? Aklıma hiç fikir gelmiyor.
Ancak bu gecenin konuğu ahmet kaya. Napiyoruz? Aklıma hiç fikir gelmiyor.
0
genelde cast ile youtube üzerinden konser videosu aktarıyorum televizyona, elimde de laptop surf, ona buna laf atma, şöyle saatlerce araştırabileceğim ilginç bir konu çıkarsa değmeyin keyfime (sosyolojik deneyler, insan psikolojisi, savaşlar vs.)
0
absürd komedi dizi/filmleri izlerim.
seçenekler: seth rogen, simon pegg, monty python filmleri
dizi: the it crowd, come fly with me, workaholics, it's always sunny in philadelphia, scrubs
seçenekler: seth rogen, simon pegg, monty python filmleri
dizi: the it crowd, come fly with me, workaholics, it's always sunny in philadelphia, scrubs
0
pasif eylem icin muzik acikken kitap okumak, aktif eylem olarak camasir asmak olabilir. yanimda biri olursa birseyler izlemek de olabilir. ama nedense yalnizken digerleri daha iyi...
0
Odama dönen renkli ışık aldım nargilem de var , kafam dolu olduğunda açıyorum laptopda YouTube da :) değmeyin keyfime
0
genelde yazın balkonda yapıyorum tek başıma içme aktivitesini. +sigara+düşünme+dibimdeki üniversitenin şenliklerinden gelen müziği dinleme+düşünme+düşünme..
0
müzik + geyik bende de.
ahmet kaya sevmem ben pek. fakat madem ahmet kaya'yla başladın, o zaman :
www.youtube.com
ahmet kaya sevmem ben pek. fakat madem ahmet kaya'yla başladın, o zaman :
www.youtube.com
0
içmediğim zamanlarda sürekli radyo açık oluyor bilgisayarda, orda dikkatimi çeken şarkı olursa sık kullananlara ekliyorum sonra içerken youtube'dan açıp dinliyorum, sözlüğü açıp şarkıyla beraber sözlerini ve şarkı hakkındaki yorumları okuyorum.
bir de çok sık olmasa da bazen seven gibi, pulp fiction, lebowkski gibi kült filmleri açıp izliyorum.
not: bir de facebook vs. kullanmadığım için kimseye sarmıyorum. sakin sakin içip sızıyorum.
bir de çok sık olmasa da bazen seven gibi, pulp fiction, lebowkski gibi kült filmleri açıp izliyorum.
not: bir de facebook vs. kullanmadığım için kimseye sarmıyorum. sakin sakin içip sızıyorum.
0
sırtçantalı
aradan 2 sene geçti. zaten unutkanım hatırlayamıyorumspolier------------------------------------------spolier----------------------spolier----------------spoliermilyonlarca olasılık varken nasıl her seferinde peter'ı çaldıkları, kızıl saçlı olivia'nın olduğu evrene geçiş yapabiliyorlardı? ve tekrar
aradan 2 sene geçti. zaten unutkanım hatırlayamıyorum
spolier------------------------------------------spolier----------------------spolier----------------spolier
milyonlarca olasılık varken nasıl her seferinde peter'ı çaldıkları, kızıl saçlı olivia'nın olduğu evrene geçiş yapabiliyorlardı? ve tekrar aynı evrene dönüyorlardı?
teşekkürler
spolier------------------------------------------spolier----------------------spolier----------------spolier
milyonlarca olasılık varken nasıl her seferinde peter'ı çaldıkları, kızıl saçlı olivia'nın olduğu evrene geçiş yapabiliyorlardı? ve tekrar aynı evrene dönüyorlardı?
teşekkürler
0
milyonlarca paralel evren yok ki bi tane . ordaki peter da çalınıp bizimkine getirildi işte.
0
@mr sherlock öyleydi ama her karar farklı bir evreni doğurmuyor mu sonuçta teoriye göre? tek bir tane paralel evreni nasıl açıklamışlardı?
0
tam hatirlamiyorum ben de ama, 1 tane olmasa bile, peter'i caldigi evrenle bu evren arasinda bir seyler oluyordu, o yuzden ikisi arasinda bag olusuyordu, diger evrenlere gecis olmuyo yani oyle.
peteri o evrenden aldigi icin o evrenle iletisim hali olabiliyor yani hatirladigim kadariyla. ya da salladigim kadariyla.
peteri o evrenden aldigi icin o evrenle iletisim hali olabiliyor yani hatirladigim kadariyla. ya da salladigim kadariyla.
0
Teorik olarak dedigin gibi sonsuz sayida paralel evren vardi ama walter'in kesfettigi ve bag kurabildigi bir tane paralel evren vardi.
0
sir gawain
https://www.youtube.com/watch?v=ox93sf0-tPQbu sahneyi gerçekçi oyunculuğu ve diyalogları dışında bu kadar özel kılan ne? neden imza sahnesiymiş gibi her yerde övülüyor? muhtar derdini anlatmaya çalışıyor ama kimse sallamıyor, herkes yemek derdinde. o mu? salağa anlatır gibi anlatırsanız.
www.youtube.com
bu sahneyi gerçekçi oyunculuğu ve diyalogları dışında bu kadar özel kılan ne? neden imza sahnesiymiş gibi her yerde övülüyor? muhtar derdini anlatmaya çalışıyor ama kimse sallamıyor, herkes yemek derdinde. o mu? salağa anlatır gibi anlatırsanız.
bu sahneyi gerçekçi oyunculuğu ve diyalogları dışında bu kadar özel kılan ne? neden imza sahnesiymiş gibi her yerde övülüyor? muhtar derdini anlatmaya çalışıyor ama kimse sallamıyor, herkes yemek derdinde. o mu? salağa anlatır gibi anlatırsanız.
0
oyunculuk ve diyaloglar dışında öyle hepimizin anladığı da senin anlamadığın bir sır yok. filmin genlinde de sır denecek orijinal, akla gelmedik bir şey yok ama bunlar olmadan da çok etkileyici bir film.
0
Sadece kimse sallamaması değil aynı zamanda sanki muhtar cinayet olmamış gibi kendi işi görülsün diye savcıya yaranması. Bir anlamda yurdum insanı üzerinden ufak bir türkiye portresi çizilmiş bu sahnede. Burda yurdum insanından kastım muhtarın kendisi tabiki.
0
bu tarz uzun sekansları cekmek zordur cunku. o kadar oyuncu, yemek devam ediyor, devamlılık bolunmeyecek. bi nevi komple gerçek olacak o sahne.
0
ercan kesal doktor aslında biliyorsunuz ama müthiş yetenekli bir oyuncudur. bu sahneyi özel kılansa kesal'ın neredeyse oynamıyormuş gibi oynaması. oyuncular için vardır böyle bir olay, hatta bazen yönetmenler sinirlenip bağrır oyuncuya ''rol yapma rol!'' diye.
ercan kesal her yönetmenin arayıp da bulamadığı oyuncu kısacası, özel kılan da müthiş yeneteği. bu izlediğimiz cidden etkileyici bir performans çünkü.
ercan kesal her yönetmenin arayıp da bulamadığı oyuncu kısacası, özel kılan da müthiş yeneteği. bu izlediğimiz cidden etkileyici bir performans çünkü.
0
kablelvuku
scot pilgrim vs the worldme earl and the dying girlwhite godthe perks being vsvsvsvsson zamanlarda bunları izledim bunlara yakın öneriniz varsa severim izlerimbunlarla alakası olmayan güncel film önerilerinizi de isterim
scot pilgrim vs the world
me earl and the dying girl
white god
the perks being vsvsvsvs
son zamanlarda bunları izledim bunlara yakın öneriniz varsa severim izlerim
bunlarla alakası olmayan güncel film önerilerinizi de isterim
me earl and the dying girl
white god
the perks being vsvsvsvs
son zamanlarda bunları izledim bunlara yakın öneriniz varsa severim izlerim
bunlarla alakası olmayan güncel film önerilerinizi de isterim
0
Interstate 60: Episodes of the Road (2002)
Juno (2007)
Wristcutters: A Love Story (2006)
It's Kind of a Funny Story (2010)
Little Manhattan (2005)
The Way Way Back (2013)
Music Within (2007)
Violet & Daisy (2011)
Nick and Norah's Infinite Playlist (2008)
Juno (2007)
Wristcutters: A Love Story (2006)
It's Kind of a Funny Story (2010)
Little Manhattan (2005)
The Way Way Back (2013)
Music Within (2007)
Violet & Daisy (2011)
Nick and Norah's Infinite Playlist (2008)
0
al-se
Son dönemde sevdiklerim,True detectiveBlack mirrorShamelessFriendsi de yeni bitirdimBi de sherlock . Şimdi ne izlesem ? Six feet under,seinfeld, person of interest 'i falan merak ediyorum. Cold case 'i hatırlar mısınız ? Böyle cinayet çözmeyi de severim.
Son dönemde sevdiklerim,
True detective
Black mirror
Shameless
Friendsi de yeni bitirdim
Bi de sherlock .
Şimdi ne izlesem ? Six feet under,seinfeld, person of interest 'i falan merak ediyorum. Cold case 'i hatırlar mısınız ? Böyle cinayet çözmeyi de severim.
True detective
Black mirror
Shameless
Friendsi de yeni bitirdim
Bi de sherlock .
Şimdi ne izlesem ? Six feet under,seinfeld, person of interest 'i falan merak ediyorum. Cold case 'i hatırlar mısınız ? Böyle cinayet çözmeyi de severim.
0
dexter
rescue me
ama battlestar galactica izlemediysen dizi tavsiyesi istemen bile ayıp.
izle öyle gel.
rescue me
ama battlestar galactica izlemediysen dizi tavsiyesi istemen bile ayıp.
izle öyle gel.
0
belirsiz biri
kitaplığım olmadığı için okuduğum kitaplarımı odada dolabın üstüne koyuyorum resimde görüldüğü gibi. geçen gelen bir arkadaşım ''bi kitaplık alıp doğru düzgün koysana şunları böyle çok kötü duruyor, hem kitaplara da yazık'' dedi de kafama takıldı. kötü mü duruyor sizce? bir kitaplık alayım mı? aslın
kitaplığım olmadığı için okuduğum kitaplarımı odada dolabın üstüne koyuyorum resimde görüldüğü gibi. geçen gelen bir arkadaşım ''bi kitaplık alıp doğru düzgün koysana şunları böyle çok kötü duruyor, hem kitaplara da yazık'' dedi de kafama takıldı. kötü mü duruyor sizce? bir kitaplık alayım mı?
aslında odada bir gömme dolap var ama zaten orası da dolduğu için sonradan böyle yapmaya başladım. bir de odada kitaplık için yer yok, odam çok küçük. kitaplık alırsam eğer başka bir yere koyacağım. siz ne düşünüyorsunuz? kötü mü duruyor böyle sahiden?
aslında odada bir gömme dolap var ama zaten orası da dolduğu için sonradan böyle yapmaya başladım. bir de odada kitaplık için yer yok, odam çok küçük. kitaplık alırsam eğer başka bir yere koyacağım. siz ne düşünüyorsunuz? kötü mü duruyor böyle sahiden?
0
Evet biraz kotu duruyor o da dolabin ustu oldugu icin sanirim. Bos bi rafta sıkış tıkış olsa bu kadar goze batmaz. Kitaplik alcak imkanin varsa al. Yoksa da kasma kitabin nasil durdugunun bi onemi yok aslinda.
0
dolabın üstüne konulan her nesne odayı boğuyor gibi geliyor bana. daraltıyor ferahlığını azaltıyor nesneler yükseldikçe.
kitaplık için yer olmadığını söylemişsiniz. yerde bir yere yatak altına vs kolileyebilirsiniz.
kitaplık için yer olmadığını söylemişsiniz. yerde bir yere yatak altına vs kolileyebilirsiniz.
0
@sutlu nescafe; evet böyle bir durum da var aslında, benim de aklımdan geçiyor bazen. bir de istanbul'da deprem bölgesi denilen bir yerde oturuyorum.
@vaktiyle iyi biriydi; yatağın altına koymuştum bir ara ama daha kötü olmuştu toz vs.den dolayı. kolilemek iyi bir fikir gibi evet, öyle yapacağım sanırım.
bu arada herkese teşekkürler cevaplar için.
@vaktiyle iyi biriydi; yatağın altına koymuştum bir ara ama daha kötü olmuştu toz vs.den dolayı. kolilemek iyi bir fikir gibi evet, öyle yapacağım sanırım.
bu arada herkese teşekkürler cevaplar için.
0
@rencideedipadivar; evet duvara raf ya da koli yapacağım. ikisinden biri. odada hiç yer olmadığı için duvara raf daha mantıklı sanki çünkü koli yapsam bile o koliyi odada koyacak yer yok. zaten bütün bu kitaplar da tek koliye sığmayacak gibi gözüküyor. en iyisi bir yerlere bağışlamak ama ona da kıyamıyorum. var kitap biriktirme gibi bir huyum.
0
Sandman
http://hizliresim.com/Xoy4b5balkonumda iki yavru kedi var anneleri sütten kesti bende onları süt ve mama veriyorum
hizliresim.com
balkonumda iki yavru kedi var anneleri sütten kesti bende onları süt ve mama veriyorum
balkonumda iki yavru kedi var anneleri sütten kesti bende onları süt ve mama veriyorum
0
tebrik ederim böyle bir iş yaptığınız için.
yavruluğu biraz aşmışlar sanki, maşallah çok sağlıklı görünüyorlar. Özellikle dişi iseler bir veterinerde kısırlaştırıp evin çevresinde (evde istemiyorsan evin içine alışmaması lazım) bakabilirsin bence tabi imkanın varsa. Kutu, tente vs. de koyabilirsin kışa doğru, çoğunlukla kuru mama verirsin masrafı olmaz fazla (kilosu 5 lira bizim kediye 1 aydan fazla gidiyor). Dışarıdan da beslenirler onlar. Bir de temel aşılarını yaptırısın, onlar da çok tutmuyor. Ben yavru kedilere bu üçgen peynirlerden veriyorum bayılıyorlar, tavsiye ederim.
yavruluğu biraz aşmışlar sanki, maşallah çok sağlıklı görünüyorlar. Özellikle dişi iseler bir veterinerde kısırlaştırıp evin çevresinde (evde istemiyorsan evin içine alışmaması lazım) bakabilirsin bence tabi imkanın varsa. Kutu, tente vs. de koyabilirsin kışa doğru, çoğunlukla kuru mama verirsin masrafı olmaz fazla (kilosu 5 lira bizim kediye 1 aydan fazla gidiyor). Dışarıdan da beslenirler onlar. Bir de temel aşılarını yaptırısın, onlar da çok tutmuyor. Ben yavru kedilere bu üçgen peynirlerden veriyorum bayılıyorlar, tavsiye ederim.
0
benim de bir kedim var 6 yıl önce yağmurlu, soğuk bir günde annem sokaktan alıp getirdi, onu da annesi bırakmış böyle. ağlıyordu, üşümüştü çok 3 aylık falandı hatta belki daha küçük. annem alıp getirmeseydi ölürdü. bize çok bağlı şimdi annesiz büyüdüğü için bizi ailesi gibi görüyor, zaten öyle olurmuş. 6 yıldır mutlu mesut yaşıyoruz.
ben de aynısını yapardım sonuç olarak. iyi bir şey yapıyorsunuz.
ben de aynısını yapardım sonuç olarak. iyi bir şey yapıyorsunuz.
0
Eve sokamıyorum benim kendi kedim diğer kedilere karşı aşırı düşmanca tavır sergiliyor
0
alışmaları için süre tanımanız, bir şans vermeniz iyi olur.
yani her kavgada hemen ayırmak alışmalarını engelleyebilir.
sizin durumunuzu bilmiyorum ama birçok insan bu konuda çabuk karar veriyor.
yani her kavgada hemen ayırmak alışmalarını engelleyebilir.
sizin durumunuzu bilmiyorum ama birçok insan bu konuda çabuk karar veriyor.
0
we have to go back 95
ortalama kaç bin tl'lik bir tekne gerekir ?yıllık masrafı nedir ?ev almaktan daha mantıklı değil mi ?edit: 50 bin tl'ye iyi bir tekne bulunabilir mi mesela ?
ortalama kaç bin tl'lik bir tekne gerekir ?
yıllık masrafı nedir ?
ev almaktan daha mantıklı değil mi ?
edit: 50 bin tl'ye iyi bir tekne bulunabilir mi mesela ?
yıllık masrafı nedir ?
ev almaktan daha mantıklı değil mi ?
edit: 50 bin tl'ye iyi bir tekne bulunabilir mi mesela ?
0
masrafı nerede olduğunuza göre değişir. her yerin park ücreti farklı + bakım masrafları falan ama 50 bin tl'ye yaşanabilir bir tekne zor gibi.
0
güzel bir hayal ama sanırım söylediğiniz miktarı €'ya falan çevirmeniz lazım. belki sahibinden.com daki ilanlar referans olabilir.
ancak bir de şöyle bir şey var;
www.istmarin.com.tr
48 m2 bir tekne olsa yıllık 16 bin tl'den fazla sadece park ücreti var. işte elektrik su falan 20 bini bulur.
ancak bir de şöyle bir şey var;
www.istmarin.com.tr
48 m2 bir tekne olsa yıllık 16 bin tl'den fazla sadece park ücreti var. işte elektrik su falan 20 bini bulur.
0
ben yaklaşık 5 ay yaşadım teknede (benim değildi) bana emanet edilmiş bir tekneydi, hem bakımını yapıyordum hem yaşıyordum içinde. işin garibi teknede yaşamaya başlamadan önce bilgilerim çok üstün körüydü teknede nerdeyse her şeyi kendi kendime öğrendim. iki kişi için uygun, orta büyüklükte bir tekneydi. kaç lira inan hiç bilmiyorum, hiç sormadım sahibine. neyse ben bu tekneyle baya gezdim, takıldım, farklı koylara demirledim. hayatım en ilginç tecrübesiydi kesinlikle. geceleri çok ilginç oluyor ama cidden çok çok ilginç oluyor özellikle deniz ortasına demirlemişseniz bir de şunu söylemem lazım bakımı çok zor teknenin, hergün bir aksaklık mutlaka çıkıyor, sürekli bir şeylerle ilgilenmek gerekiyor onun dışında müthiş zevkli. bir de gördüm ki denizcilerin birbirleriyle ilişkileri çok iyi gerçekten, bana zor durumlarda hep çok yardımcı oldu yardım istediğim diğer denizciler. denizcilerin kafası bambaşka sahiden. ha bir de çok içiyor insan ister istemez, haberiniz olsun. ben özellikle geceleri, denizin ortasında demirlemişken fil gibi içiyordum.
sakın yüzmeyin sarhoşken!!! aman diyeyim sakın! ama ayıksanız gece denize girin mutlaka, gece yüzmenin tadı bambaşka cidden...
sakın yüzmeyin sarhoşken!!! aman diyeyim sakın! ama ayıksanız gece denize girin mutlaka, gece yüzmenin tadı bambaşka cidden...
0
3 yıl boyunca kendi yaptığımız 8 metrelik teknesi kalamış marinada kalmış biri olarak şöyle diyebilirim; yaşanmaz.
eğer yaşamak istiyorsanız minimum 1 oda, 1 wc, 1 banyo ve 1 salonlu bir tekne almanız lazım. nitekim tek odalı teknelerde yükseklik az, kafanız tavana çarpar, rahat hareket edemezsiniz. bu tip bir tekneyi 200.000 tl gibi bulabilirsiniz. tek kamaralı teknelerde bir süre sonra işler klastrofobik bir hal alıyor.
marina kirası da yıllık 10-12 bin euro arası değişir, bu fiyata kullanacağınız elektrik-su ve otopark dahil.
ancak marinada yaşamak zordur, hani yaşayanlar var, ama devasa yatlarda yaşıyorlar ve yatların filtre temizliklerini, genel temizliklerini, gir çıklarını onlar yaptırıyorlar. eğer uzun süre hareket ettirmezseniz altını yosun ve mide kaplıyor çünkü. ilave adam demek, ilave masraf demek.
hava çıktığı zaman tekne habire sallanacak. mide yapınızın sağlam olması lazım. evde sürekli depremde oturmak gibi oluyor teknede oturmak.
ha çok zenginim, cebim para dolu diyorsanız yaşayın.
eğer yaşamak istiyorsanız minimum 1 oda, 1 wc, 1 banyo ve 1 salonlu bir tekne almanız lazım. nitekim tek odalı teknelerde yükseklik az, kafanız tavana çarpar, rahat hareket edemezsiniz. bu tip bir tekneyi 200.000 tl gibi bulabilirsiniz. tek kamaralı teknelerde bir süre sonra işler klastrofobik bir hal alıyor.
marina kirası da yıllık 10-12 bin euro arası değişir, bu fiyata kullanacağınız elektrik-su ve otopark dahil.
ancak marinada yaşamak zordur, hani yaşayanlar var, ama devasa yatlarda yaşıyorlar ve yatların filtre temizliklerini, genel temizliklerini, gir çıklarını onlar yaptırıyorlar. eğer uzun süre hareket ettirmezseniz altını yosun ve mide kaplıyor çünkü. ilave adam demek, ilave masraf demek.
hava çıktığı zaman tekne habire sallanacak. mide yapınızın sağlam olması lazım. evde sürekli depremde oturmak gibi oluyor teknede oturmak.
ha çok zenginim, cebim para dolu diyorsanız yaşayın.
0
peki marinada kalınmazsa ? başka demirlicek yerler yokmu istanbulda ?
0
elektrik, su, filtre temizlikleri gibi işleri nasıl yaptırmayı düşünüyorsun? o marina'ya gelinecek.
0
fiber internet nasıl çekilecek? yaşanmaz... 3g 4g nereye kadar... hız idare etse de bunun kotası var, pingi var... yaşanmaz yaşanmaz yaşanmaz...
0
ucan spagetticanavar
tamam interneti de bazen kullanırız nolucak canım
tamam interneti de bazen kullanırız nolucak canım
0
belirsiz biri
merhabalar;şimdi durum şu: ben 33 yaşındayım. evli değilim, halihazırda bir kız arkadaşım da yok. neyse konu bu değil zaten. ben bugüne kadar fazla çocuk sevmezdim açıkcası, hatta çocukları hiç sevmezdim, sempatik gelmezlerdi. ama tuhaf bir şeyler olmaya başladı, sormak istediğim de bu zaten. arkad
merhabalar;
şimdi durum şu: ben 33 yaşındayım. evli değilim, halihazırda bir kız arkadaşım da yok. neyse konu bu değil zaten. ben bugüne kadar fazla çocuk sevmezdim açıkcası, hatta çocukları hiç sevmezdim, sempatik gelmezlerdi. ama tuhaf bir şeyler olmaya başladı, sormak istediğim de bu zaten. arkadaşlar deli gibi çocuk sevmeye başladım birdenbire, o kadar ki kendime şaşıyorum. sokakta, otobüste falan resmen çocuk seviyorum ki cidden bu hiç ben değilim. ailem, beni tanıyan arkadaşlarım falan hayret ediyorlar zaten. ''belirsiz iyi misin sen sana noldu?'' diyorlar.
bir örnek daha vereyim de tam anlaşılsın durumun tuhaflığı. sigara paketindeki uyarılar var ya resimler. heh onlardan birinde hani bir kadın var boş bir bebek arabasının başında (şurdaki işte: (git: www.google.com.tr neyse geçenlerde akşam oturuyorum odamda masanın üzerindeki pakette de bu resim var, arkadaş ben bu resmi gördüm bir kötü oldum!? yazık kadına çocuğu nerde nolmuş çocuğa!! diye resmen içim burkuldu ya kendime hayret ettim ''belirsiz noluyo saçmalama'' dedim kendi kendime.
siz ne dersiniz niye böyle oluyor? doğanın çağrısı mı bu? iyi de neden şimdi, bu yaştan sonra? bir de yukarda dediğim gibi benim daha kız arkadaşım yok yani çocuk yapma ihtimalinden 20bin deniz mili uzaktayım. bu yaştan sonra da çocuk yapamam zaten, geçti artık. işe güce kaptırdık kendimizi kaldı o işler. ne dersiniz? niye böyle hissetmeye başladım. çocuk videosu izleyip ağlıyorum ya eşşek kadar adam. şu izmir'de mi ne bi yerde dayak yiyen şu suriyeli çocuğa mesela, inanılmaz üzüldüm. niye böyle oldum ben?
şimdi durum şu: ben 33 yaşındayım. evli değilim, halihazırda bir kız arkadaşım da yok. neyse konu bu değil zaten. ben bugüne kadar fazla çocuk sevmezdim açıkcası, hatta çocukları hiç sevmezdim, sempatik gelmezlerdi. ama tuhaf bir şeyler olmaya başladı, sormak istediğim de bu zaten. arkadaşlar deli gibi çocuk sevmeye başladım birdenbire, o kadar ki kendime şaşıyorum. sokakta, otobüste falan resmen çocuk seviyorum ki cidden bu hiç ben değilim. ailem, beni tanıyan arkadaşlarım falan hayret ediyorlar zaten. ''belirsiz iyi misin sen sana noldu?'' diyorlar.
bir örnek daha vereyim de tam anlaşılsın durumun tuhaflığı. sigara paketindeki uyarılar var ya resimler. heh onlardan birinde hani bir kadın var boş bir bebek arabasının başında (şurdaki işte: (git: www.google.com.tr neyse geçenlerde akşam oturuyorum odamda masanın üzerindeki pakette de bu resim var, arkadaş ben bu resmi gördüm bir kötü oldum!? yazık kadına çocuğu nerde nolmuş çocuğa!! diye resmen içim burkuldu ya kendime hayret ettim ''belirsiz noluyo saçmalama'' dedim kendi kendime.
siz ne dersiniz niye böyle oluyor? doğanın çağrısı mı bu? iyi de neden şimdi, bu yaştan sonra? bir de yukarda dediğim gibi benim daha kız arkadaşım yok yani çocuk yapma ihtimalinden 20bin deniz mili uzaktayım. bu yaştan sonra da çocuk yapamam zaten, geçti artık. işe güce kaptırdık kendimizi kaldı o işler. ne dersiniz? niye böyle hissetmeye başladım. çocuk videosu izleyip ağlıyorum ya eşşek kadar adam. şu izmir'de mi ne bi yerde dayak yiyen şu suriyeli çocuğa mesela, inanılmaz üzüldüm. niye böyle oldum ben?
0
Evlenip çocuk yapmak için duygusal bir sebebe ihtiyacın varmış, o da "çocuk sevgisi" olmuş.
0
merhaba, evli barklı adam olma saatin gelmiş. sırasıyla önce bir hatun bulacak sonra evlenecrk sonra çocuk yapacak sonrada adettendir diyerek ufak bir göbek bırakacaksın.
hayırlı olsun kardeşim.
hayırlı olsun kardeşim.
0
bende pek sevmezdim, 28 den sonra kısa süreli sevebilir hale geldim, bakalım ileride ne olacak, uzun süre katlanamıyorum halen ama sonuçta benim çocuğum değil belki ondandır.
0
ve evet sanırım benim biyolojik saat alarm çalıyor! :)
ben bu sadece kadınlara olur sanıyordum, o yüzden kafam karıştı biraz. erkeklere de oluyormuş demek ki? insan içgüdüleri çok acayip ya ve çok güçlü. ilginç gerçekten.
ben bu sadece kadınlara olur sanıyordum, o yüzden kafam karıştı biraz. erkeklere de oluyormuş demek ki? insan içgüdüleri çok acayip ya ve çok güçlü. ilginç gerçekten.
0
2 tane yeğenimin doğup büyümesine birebir tanık oldum hala da oluyorum. Yaşları 2 ve 6. Asla çocuk istemiyorum. Erkek olduğun için farklı sorumlulukların olacaktır o yüzden pek etkilemeyebilir seni ama mutlaka biraz zaman geçirmen gerekiyor. Gerçekten çocuk istediğine o zaman karar verirsin.
0
